CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN, BEŞTEPE MİLLET KONGRE VE KÜLTÜR MERKEZİ'NDE KONUŞTU!..

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN, BEŞTEPE MİLLET KONGRE VE KÜLTÜR MERKEZİ'NDE KONUŞTU!.. 24 Kasım 2016 - 11:58 | Güncelleme:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenecek Öğretmenler Günü programında konuştu. Erdoğan burada yaptığı konuşmada, "Buradan açıkça söylüyorum: Teröre sempatiyle bakan hatta farklı örgütlerin dağ ve şehir kadrosuna militan kazandıran Milli Eğitim Bakanlığı mensupları yok mu? Elbette var. Bu tarz hainler diğer kurumlarımızda da var. Fakat bunlar, kimliğinde ne yazarsa yazsın, öğretmen değildir, olsa olsa öğretmen kılığındaki insan müsveddeleridir" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenecek Öğretmenler Günü programında konuştu. Erdoğan, konuşmasında, "Gerek PKK, DHKP-C gibi etnik ve mezhebi farklılıkları kaşıyan örgütlerin gerekse DEAŞ ve FETÖ gibi dini kavramların arkasına saklanan yapıların en büyük istismar alanı, eğitim ve öğretim alanındaki hatalardır." dedi.

 

"Bu ülkenin yüzlerce yıllık tarihi ve kültürel birikimine yabancı eğitim-öğretim politikaları, maalesef çatışmacı, hastalıklı, çift kişilikli nesillerin ortaya çıkmasına neden olmuştur." ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Özellikle FETÖ, zamanın gerisinde kalan, toplumun temel değerlerinden uzak, jakoben, baskıcı bir eğitim politikasının ürünüdür." şeklinde konuştu.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:

 

"BU TOPRAKLARDA MEVCUDİYETİNİZİ KORUMAK İÇİN BİLE BÜYÜK BEDELLER GÖZE ALMANIZ GEREKİR"

 

Öğretmenler eğitim sistemimizin temel yapı taşlarıdır, istikbalimizin yapı taşlarıdır. Öğretmenlerine gereken değeri vermeyen bir ülkenin geleceği karanlıktır. Böyle ülkelerin yerinde sayması mukadderdir. Bu topraklar birer devletler kabristanıdır. Bu topraklarda mevcudiyetinizi korumak için bile büyük bedeller göze almanız gerekir . Nitekim 1071'den beri çetin mücadeleler yürütüyoruz. Bu mücadele sadece cenk meydanlarında, siyasette yaşanmadı. Bilimde, eğitimde bu mücadele gerçekleşti. Geçtiğimiz hafta ziyaret ettiğimiz Özbekistan'da gördüğümüz medrese bizim bu konuya ne kadar önem verdiğimizi gösteriyor. Öğretmenlerimizin bu topraklara geziler düzenlemesinin doğru olacağı kanaatindeyim.

 

"MAZİSİNİ KAVRAMAYAN İSTİKBALE YÜRÜYEMEZ"

Bu sabah bir televizyon kanalında bugünü anma ile alakalı bir örneği verdi. Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'a girişi ile alakalı, Özellikle Bizans kadınlarının Fatih ve askerlerine çiçek atarken, bir demet gülü Akşemseddin'e verecekti. O da Fatih Sultan Mehmet'i işaret etti. Hocama vereceksin o çiçekleri bu fetih onun dedi. Ben sizi yaşlı görünce size vermek istedim dedi kadın. İşte Padişah ile hocasının ilişkisi bu.. Fethin görünmeyen ama gerçek sahibi o hocaydı. Mazisini kavrayamayan istikbale yürüyemez. Bu şuurla hareket eden bizleri bilhassa siz öğretmenlerin nasıl ayakta kaldığımızı öğrencilerimize anlatması gerekiyor. İlim ve bilgide üstünlüğü kaybeden bir milletin ileriye gitmesi imkansızdır. Kendisini tekrarlayan bir ülkenin bırakın ilerlemeyi ayakta kalması mümkün değildir. Bizi bugünlere ulaştıran sırf Peygamber efendimizin "İki günü birbirine eşit olan ziyandadır" sözüdür. Bu millet zarar eden değil sürekli kar eden bir millet olacaktır. Atalarımız bu bilinçle yaklaştıkları için her alanda çığır açan işlere imza atmıştır. Dünyaca meşhur bilim tarihçimizi Fuat Sezgin hocamızın yaşadığı bir hadiseyi anlatayım. Öğrencisi kendisine günde kaç saat çalıştığını soruyor. Hocamızda büyük bir iftiharla günde 14 saat çalıştığını söyler. Bunun üzerine öğrencisi kendisine bu şekilde iyi bir bilim adamı olamazsın der. Fuat Sezgin, kendisi günde 24 saat çalışırdı bende ondan sonra çalışmamı 17 saate çıkardım der. Bu 70 yaşıma kadar devam etti der. Geçen ay sonunda İstanbul Üniversitesi kendisine nişan verdi. Bizde vazifemize bu anlayışla yaklaşmalıyız.

BÜTÇE PAYINDA ASLAN PAYI EĞİTİME

Göreve geldiğimizde ülkemizin eğitim öğretim alt yapısı kötü durumdaydı. Bizim sınıfımızda öğrenci sayısı 75'ti. Ben öyle sınıflar hatırlıyorum ki ülkemizde 100'ün üzerinde öğrencisi olan sınıflar vardı. Başbakanlığım döneminde hedef koyduk. Öğrenci sayısı 30'un altına inecek. Er veya geç başaracağız. Saygıdeğer hocalarımdan istirham edeceğim. İlim ilim bilmektir. İlim kendini bilmektir. Eğitimi 4 ana önceliklerimizden biri yaparak hedeflerimizi belirledik. Bütçe payında aslan payını eğitime vereceğiz. Biz göreve geldiğimizde 2002 2006 arasında 270 bin yeni derslik ilave ettik. Aynı dönemde 561 bin yeni öğretmen ataması yaptık. Öğretmenlerimize huzurlu bir çalışma ortamı sağlamayı şiar edindik. Ne yaparsak yapalım sizlerin emeğinin maddiyatla ölçülemeyeceğini bilmeliyiz.

HEPİMİZİN AKLINDA KALAN ÖĞRETMENLER VAR

 

Hepimizin aklında kalan bazı hocalar vardır. O kalanlara baktığınız zaman onlar gönlümüze hitap edenler olmuştur. Bir hocam vardı ki o her cumartesi öğlen bizi üst düzey bir profesörle İstanbul'da boğaza nazır bir yerde bize sohbet yaptırırdı. Ben o hocayı unutabilir miyim? Allah rahmet eylesin. O da kendisini getirmek suretiyle gönlümüze işliyordu. Öğrencilerine rol model olan öğretmenlerimiz evlatlarımızın kişiliğini şekillendiriyor.

 

"FETÖ KAYIP BİR NESİL OLUŞTURMUŞTUR"

Biz terör örgütlerinin kanlı eylemlerinde kullanacağı malzemeleri değil ülkemizin istikbalini kurtaracak Asım'ın nesli gibi öğrenciler yetiştirmek istiyoruz. Bizler sömürge ajanları değil kendini tarihini bilen fikir işçileri yetiştirmek istiyoruz. Sihni formatlanmış at gözlüğü ile bakan gençler hangi okulu bitirirse bitirsin bu millete katkısı yoktur. Gerek PKK ve DHKPC gibi gerekse DEAŞ ve FETÖ gibi dini kavramların arkasına sığınan terör örgütlerinin en büyük istismar alanı eğitimdir. FETÖ zamanın gerisinde jakoben eğitim politikasının ürünüdür. Sen kalkıpta Pensilvanya'dakin şah damarından daha yakın görürsen sen ilim erbabı olamazsın. 12 Eylül darbesinden sonra milletimizin zeki ve başarılı evlatları bu ülkenin kollarına itilmiştir. Göz boyayan sloganlarla ailelere sızan FETÖ kayıp bir nesil oluşturmuştur. Bunlar kopyacı bir nesli devletin belli makamlarına yerleştirerek bir işgal hareketini gerçekleştirdiler. Tüm mesailerini Türkiye'yi karalamak için sarf ediyor.

 

"ŞU AN BİLDİKLERİMİ SÖYLEYEMEYECEK DURUMDAYIM"

15 Temmuz'da milletin kanını döktüler. Bu milleti, Külliye'yi bombalayanlar bunun eğitimini mi aldılar. Silahlı Kuvvetlerimize sızan bir grup terörist bu adımı attılar. Şimdi de bedelini ödüyorlar. Görevden alınmalar devam edecek ama istiyoruz ki at izi it izine karışmasın. Ağlarım ağlatamam hissederim söyleyemem dili yok kalbimin ondan ne kadar bizarım diyor şair. Şu an bildiklerimi söyleyemeyecek durumdayım ama günü geldiğinde onlar da kaleme dökülecektir. Onun için sabır gerekiyor.

 

"TERÖR ÖRGÜTLERİNE MİLİTAN KAZANDIRAN MİLİTANLAR VAR! BUNLAR İNSAN MÜSVETTESİDİR"

Bu şer odaklarına karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz. Öğretmenlerimiz bu mücadelenin en ön safında olmalıdır. Buradan açıkça söylüyorum: Teröre sempatiyle bakan hatta farklı örgütlerin dağ ve şehir kadrosuna militan kazandıran Milli Eğitim Bakanlığı mensupları yok mu? Elbette var. Bu tarz hainler diğer kurumlarımızda da var. Fakat bunlar, kimliğinde ne yazarsa yazsın, öğretmen değildir, olsa olsa öğretmen kılığındaki insan müsveddeleridir. PKK'yı terör örgütü olarak ilan edenler Avrupa'nın meydanlarında bu örgütün gösteri yapmasına izin veriyorlar. Bunlar terörün yardım yataklık eden uzuvlarıdır . Kimse bize yok şöyle yok böyle demesin. Bu ten bu canda olduğu müddetçe biz hakkı her yerde söyleyeceğiz. Değerli kardeşlerim sıfatı ne olursa olsun bu milletin dişinden tırnağından artırdığıyla maaş alıpta bu millete kurşun sıkanları affetmeyeceğiz. Tüm mesaimizi eğitimi nitelik ve kalite olarak da arzu ettiğimiz seviyeye kazandırmak için çalışacağız.