FAZIL SAY 10 AY HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILDIKTAN SONRA İLK KEZ KONUŞTU!

FAZIL SAY 10 AY HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILDIKTAN SONRA İLK KEZ KONUŞTU! 5 Mayıs 2013 - 09:18 | Güncelleme:

Twitter’da din ile ilgili yaptığı bir paylaşım sonucu, ‘dini değerleri aşağılamak’ suçundan yargılandığı mahkemede 10 ay hapis cezasına çarptırılan Say Milliyet'ten Can Dündar'a konuştu..

İşte o söyleşi

Şu meşhur Twitter davasında ‘dini değerleri aşağılama’dan mahkum oldun. İnançlı insanlara ne demek istersin?

Fazıl Say’a halkın değerlerini aşağılamaktan hapis cezası

İnançlı insanlarla hiçbir derdim yok. Pek çok dostum dindar insanlardır. İnançlarına saygı duyarım. İnanç, zaten yaşamımızda en mühim konudur. Bu kimisinde dine inançtır, kimisinde yaşamaya ya da aşka, sanata veya bilime inançtır. Ama ‘din sömürüsü’ başka bir konu...

Dini kullanarak insanlara sataşanlar, baskı uygulayanlar var. Bunlar bence hem dinlere çok zarar veriyor hem de gerçek dindarlara... Farklı düşünenler sindiriliyor

Her şey geçen yıl 4 Nisan gecesi yaşanan yazışmalarla başladı. Ne oldu o gece? Ne yazmıştın orada?

Ben o geceki dört cümle yüzünden yargılandım. Bu dört cümlenin en çok tartışılan iki tanesi , ‘Hayyam’ ve ‘Allahçı’ retweetleri bana ait değildi. Başkalarının mesajını yönlendirmiştim. Ayrıca benden başka 160 kişi daha aynı tweeti, retweet etmişti. Asıl kendi tweetlerim ise konu bile olmadı. Yani sonuçta, bana ait olmayan iki cümle yüzünden 10 ay hapis cezasına çarptırıldım. 1000 yıl sonra Türkiye’de Hayyam cezalandırıldı. Ne asıl tweet’i atanlar ne de diğer 160 kişi hakkında dava açıldı. Dolayısıyla benimkisi, özelinde beni cezalandırmaya yönelik bir emsal davadır. Ama sanal medya kullanan herkesi ilgilendiren bir cezadır.

Nihat Doğan Fazıl Say için bakın ne demişti?

‘Ya bizim incinen hislerimiz  ne olacak?’

Şimdi dönüp baktığında dindarları rencide ettiğini düşünüyor musun?

Hislerin incinmesi’ konusunu bir de başka açıdan düşünsenize: Her gün ne kadar çok kere hislerimiz inciniyor; ne kadar çok konuda inciniyoruz yaşamımızda... Bunların hepsiyle ilgili mahkemelere çıkmaya kalksak bütün Türkiye adliye sarayından oluşsa, yine yetmez... Hislerin incinmesi konusunu başka mecrada tartışmamız lazım. Belki de tamir edilir o incinen hisler... Peki ya bizlerin incinen hisleri ne olacak? Benim davanın emsal olması dolayısıyla başlayan otosansürün hayatımızdaki birçok hissi incitmesine nasıl çare bulunacak?

Var mı sosyal medyada böyle bir otosansür hali?

Başladı bile... Bu, bir emsal dava haline geldi. Ben ceza aldıktan sonra birçok twitter kullanıcısı, söylemek istediklerini söyleyemez, düşündüklerini yazamaz hale geldi. Kazanan kim oldu? Kazandılar da ne oldu? Bir korku iklimi yayıldı. Nasılını bilmiyorum ama bunu yenmemiz lazım.

Aslında bu ceza, sosyal paylaşım alanlarının bir özgürlük adası olduğu zannını da yıktı, öyle değil mi?

Elbette... Bütün dünyada aldığı tepki biraz da o yüzden...

‘Dünya ürktü bu işten’

Mahkumiyetin dünyada nasıl yankılandı?

Fazıl Say’a verilen hapis cezasını Penguen nasıl gördü?

Büyük tepki çekti. Dünyanın her köşesinde, on binlerce gazete haberi çıktı. Bir tanesi bile yoktur ki ‘Çok doğru bir karar verilmiş’ desin... Dünyadaki müzikseverlerin yakından bildiği Fazıl Say, iki cümle retweet yüzünden 10 ay hapis cezasına çarptırılınca, dünyaya Mevlana’nın hoşgörüsünü anlatanlar ne kadar inandırıcı olacaklar?

Cezadan sonra yurt dışında gittiğin konserlerde nasıl karşılanıyorsun? Soruyorlar mı bu konuyu?

Sormazlar mı? İnsanların Türkiye algısını çok değiştiren bir olay oldu bu... Türkiye’nin imajı için berbat bir durum oluştu. Bundan böyle, Türkiye’de yapılan diğer haksızlıklara da dikkatleri çekmeye başlayacaktır. Dünya, ürktü bu işten... Eğer Türkiye’ye haksızlık olsun istemiyorsak, bu yaralarımızı tedavi etmeliyiz.

Diğer haksızlıklar derken, sanata yönelik diğer baskıları mı kastediyorsun?

Tabii... Madımak katliamı, Kars’ta ki heykelin yıkılması, Emek sinemasının yıkılması, baleye ‘belden aşağı sanat’ denmesi, tiyatroculara uygulanan baskılar, klasik müziğin umursanmaması, Fazıl Say’ın konserlerine sansür uygulanması, iptaller... Zaten bütün bunlar birikmişti. Türkiye’de sanata dönük baskılar ne benle başladı, ne de sonuncusu benim...

 Fazıl Say say bitmez! Özdil o cezayı nasıl yorumladı?

‘Nerede kaldı hoşgörünüz?’

Bestelediğin İstanbul Senfonisi’nde “Sultanahmet Camii” diye bir bölüm var. Orada sufi müziği selamlayarak ney ve kudüm kullanıyorsun. Ben de birkaç kez gözledim, konserde ezan okunduğunda ara veriyorsun. Müezzin dostların olduğunu biliyorum. Doğu-Batı arasında kültür elçisi seçildin. Bu tartışmayı başlatırken bunların sorumluluğunu hissetmedin mi?

İnsanlığı ileri taşıyan yüksek kültürün her türlüsü benim için kıymetlidir; doğuda olsun, batıda olsun. Hayyam, Mevlana, ney, kudüm, saray musikisi çok iyi bildiğim konulardır; bütün eserlerime yansır. Ait olduğum topraklardan müzisyen olarak hiçbir zaman uzaklaşmadım.

FLAŞ! ÜNLÜ PİYANİST FAZIL SAY, HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILDI!

FAZIL SAY, HAKKINDA VERİLEN 10 AY HAPİS CEZASIYLA İLGİLİ NELER SÖYLEDİ? İŞTE ÜNLÜ PİYANİSTİN YAPTIĞI AÇIKLAMA!

FAZIL SAY, HAKKINDAKİ KARARA İTİRAZ ETTİ!

FAZIL SAY DAVASINDA “FLAŞ” GELİŞME!