Türkiye’den apar topar giden Meryem Uzerli, yaşadıklarını Ayşe Arman’a anlattı…
İşte o olay röportajın bir kısmı: Mayıs ayında Türkiye’den apar topar kaçtın. Seninle birlikte hayatımıza ‘tükenmişlik sendromu’ diye bir kavram girdi. Tedavin ne durumda? Devam ediyor mu? Ediyor. Ama en ağır günler geçti. Daha iyiyim şimdi. Saçlarımı kestirdim. Rengini koyulaştırdım. Doğal halime geri döndüm. Tekrar bisiklete binmeye başladım. Bu sene sonuna kadar terapim devam edecek. Sen Türkiye’ye gelen en sevilen yabancılardan biriydin. Bir Alex’e bir sana bu kadar sevgi gösterildi. Bu kadar sevildiğini biliyor muydun? Bilmiyordum. Çok hoşuma gidiyor bunları duymak. Ben de onları çok sevdim. Berlin’de kendini daha mı güvende hissediyorsun? - Başlangıçta değildim. Klinikte tedavideyken zil çalıyordu mesela. Korkutuyordu beni. “Türkiye’den geldiler. Beni alıp geri götürecekler” diyordum. Kafam o kadar karışıktı. Zaten bu yüzden Almanya’ya geldim. Evet Türkiye’de de çok iyi doktorlar ve hastaneler var. Ama benim anadilim Almanca. Durumum o kadar tehlikeliydi ki, birinin beni anlaması lazımdı.Star olarak yaşadığımız sanal bir hayat Hakkında, "Daha fazla para istiyor" demeci verildikten sonra neden "Hayır bu böyle değil!" demedin? Hakkımda o kadar fazla haber çıktı ki! Her gün 10 farklı haber... Bense yatakta yatıyordum, hiçbirine cevap verecek gücüm yoktu. Bir diziyi bırakıp gitmek, bir oyuncu için kötü bir şöhret değil mi? - Hem de nasıl. Ben de mecbur kalmasam asla yapmazdım. Bir de sadece dört bölüm kalmıştı. Fakat dört bölümü bile oynayabilecek durumum yoktu. O kadar fenaydım. Yoksa üç senedir dayanmışım, dört bölüm daha dayanırdım. Ama yapamadım işte. Almanya’daki insanlar senin Türkiye’de bu kadar popüler olduğunu biliyorlar mı? Hayır. Bir dizide oynadığımı biliyor bir kısmı, hatta bazılarına “DVD’sini gösteririm” dedim ama hep erteledim. Tekrar gerçek bir hayat yaşıyorum. Star olarak yaşadığımız hayat sanal aslında… Yalnız bir anne olmanın ne kadar zor olduğunun farkında mısın? - Evet. Bazen korkuyorum. Benim için de en kolayı kürtaj yaptırmak olurdu. Ama yaşayacağım güzel şeyler, her şeye değecektir. Benim de karşıma ileride anlaşabileceğim birileri çıkar herhalde. Nerede yetiştirmek istiyorsun çocuğunu? - Hayat felsefemiz, inancımız, bakış açımız Can’la aynı olsaydı, çocuk için Türkiye’ye bile yerleşirdim. Ama öyle olmadığı için muhtemelen Almanya’da yaşayacağım. ‘Muhteşem’den kazandığım paraya Berlin’de minik bir daire almıştım, hamile olduğumu öğrenince, biraz daha büyük bir dairede karar kıldım. Bu röportajdan sonra hakkımda bir sürü haber çıkacaktır ama ben hiçbir şey demeyeceğim. Çünkü huzurlu bir hamilelik geçirmek istiyorum. Her habere karşılık veremem. Ben gerçeği biliyorum, Allah da biliyor, bu da bana yeterli. Bir sürü negatif enerjiyle, bebeğimi yeterince gerdim. Daha fazla negatif enerji vermek istemiyorum. Belki bir gün bir araya gelebilir, barışabilirsiniz… - Affetmek, bu hayatta çok önemli. Hepimiz, her şeyi affetmeliyiz. Aksi takdirde bu bizim için çok büyük bir yük. Enerji olarak Can’ı elbette affedeceğim. Ama bir daha bir araya gelmemiz mümkün değil… BEN BİR ADAM SEVDİM O ADAM ASLINDA YOKTU