Cemil İpekçi, Handan Kumaş'a konuştu...
Bugün moda dünyasına adını altın harflerle yazdıran,renkli kişiliği ile hep gözönünde bulunan Cemil İpekçi ile hayata dair bir çok şeyi paylaştık. Gerçekten de her şeyi tüm şeffaflığı ile, doğumundan bu güne kadar yaşadıklarını benimle paylaşırken kah güldük kah gözlerimiz doldu ve tasarımcının hayatına dokunduk. Hayatını tüm içtenliğinle paylaştığın için teşekkürler Cemil İpekçi.Siz kendinizi profesyonel giysi tasarımcısı olarak adlandırıyorsunuz ama moda denilince ilk akla gelen isimsiniz.Günümüz de moda nereye gidiyor. Bir değerlendirme yapar mısınız?Aslında moda kendini tüketti daha doğrusu moda tükeneli otuz yıl oldu.Şu anda yapılan şey talep fazlası imalat.Talep fazlası imalat yapılınca kalite düştü,kalitenin düşmesi ile fiyatlar düştü,fiyatlar düşünce, hayatın da hızlı akması ile birlikte, herkes hem ucuz,hem çabuk giyinebileceği rahat giysileri tercih etmeye başladı.Bir de sanırım moda da isyan oldu.Yirmi beş, otuz yıldır modaya baktığınızda bu modadır diyemiyorsunuz.Ben giysi tasarımcılığına başladığımda her yılın kendine özgü çizgileri vardı.Kimse mini modaysa, maksi giymezdi.Şimdi ise herkes herşeyi giyiyor.Bu durum iyi mi oldu, bir bakıma iyi, bir bakıma kötü oldu.Niye kötü oldu, çünkü hayat çok kısa hayatınızı renklendirme seniz, o rüyaya renk katmazsanız,dekor katmazsanız,hayatın sadece acılarını görürsünüz..Siz kendi açınızdan modayı nasıl yaşarsınız?Ben kendimi hep ayırdım.Bu ayırmadan dolayı da Cemil İpekçi oldum.Cemil İpekçi olmanın ayrıcalığını ve mutluluğunu yaşadım.Ben Cihangir'e bir kahveye giderken de bir davete giderken de hep bakımlı oldum.Bunun yanısıra yatağıma girerken de duşumu alır,parfümümü sıkar,kimonamı giyerim. Çünkü benim bir uyku seremonim var.Yatağoma hürmet ederim,uykuma saygı duyarım.hayat ne kadar acımasız da olsa, hayatı renklendirmeyi severim... Hayat hikayeniz çok özel kitap haline getirmeyi düşünüyor musunuz? Biliyorsunuz ilk kitabım 'Affedin Beni' idi.Şimdi anılarımı kaleme alacağım, ama o kadar çok şey var ki hayatıma dair bir kitaba sığması mümkün değil. Onun içinde anılarımı dört cilt halinde yazacağım.Hava,su,ateş,toprak adı altında yaşanmışlıklarımı okuyucularımla paylaşacağım.Bu kitaba o kadar çok anı sığacak ki hem kendi yaşantım hem de bir çok insanın benimle paylaştığı sırları isim vermeden kitaba anı olarak aktaracağım.Bazılarının ismini açıklayacağım bazıları ise sır olarak kalacak.O insanalar bana güvenerek bir çok şeylerini benimle paylaşmışlar ya da hasbelkader bazı şeylere ben tanık olmuşum.Hiç kimsenin derin özelini bu kitaba yansıtmayacağım.Zira bu dünyadan gönül kırarak ayrılmak istemiyorum.Hayatıma giren bütün insanlarla güzel paylaşımlarım var.Kendi adıma hayatımı ne kadar şeffaf yaşasam da benim de sırlarım var.Hayatımda onların ayıpları olduğu gibi benimde ayıplarım var çok derin yaptığım yanlışları veya, hatırlamak dahi istemediğim bazı şeyleri kitaba yazmayacağım..Onun için de o sırlar saklanmalı ve sonsuzluğa gömülmeli..Sanırım bir de 'Günaha Mektuplar' adlı bir kitap yazıyorsunuz?...Evet 'Günaha Mektuplar' geçen sene yitirdiğim büyük aşkıma yazdığım mektuplardan oluşan kitabım.On yedi yıl birlikte olduğum gerçek aşkım.'Günaha Mektuplar'ı onun öldüğü gün yazmaya başladım.Dünya da .yaşanmış en büyük aşklardan biriydi bizim aşkımız...Gerçek aşkınızı bize biraz anlatır mısınız?...On yedi yıl birlikte olduğum kişi çok zor biriydi ve ayrı dünyaların insanlarıydık aramızda ciddi sınıf farkı olmasına rağmen birbirimiz için yaratılmış iki ruhduk.On yedi yıl önce bir mekanda birbirmizin gözüne baktık ve o anda aşkımız başladı.yani ilk görüşte aşk Birlikteliğimiz boyunca.beni çok mutlu etti onu hala çok seviyorum.her zaman onu düşünüyorum.hala ona aşığım.hala müzik dinlerken o aklıma geliyor.hala onun kokusunu özlüyorum. Hayatımda çok büyük bir aşk yaşadım çok sevdim ama bir o kadar da kitaplara geçecek kadar sevildim.Hiç birbirimize isimlerimizle hitap etmedik.Onun suratında bir bıçak yarası vardı ben ona Façam derdim o da bana Ağam derdi.Bu bir Faça ile Ağa'nın aşkı.Bunun içinde cinselliği aramak çok aptallık.Cinsellikten daha öte bir aşktı,iki ruhun birbirini görmesi ve aşık olması.Biz bedenlerimizin farkında dahi değildiko ruhların bütünleşmesi buluşması idi...Neden ayrıldınız peki?..Birlikteliğimizin son beş yılı o evlenmişti.Evli olmasına rağmen saat altı da bana geliyor on iki de de kendi evine gidiyordu Bedenen ve ruhen de birlikte oluyorduk.Onun evlilik düzenin bozulması ve çocuklarının da büyümesi ile birlikte, farkettim ki benim böyle bir aşkı yaşamaya hakkım yok.Çünkü iki tane evladı var ve her akşam babalarını bekliyorlar Karısını taktığım yoktu ama çocuklar çok önemliydi.Eğer ben hala bu ilişkiyi devem ettirirsem acılı iki çocuk bırakacaktık buna ikimizin de hakkı yoktu.ve o gün ilişkiyi bitirmeye karar verdim.Vefatından üç gün evvel telefonla konuştum ve helalleşmek istedim.Telefonda bana 'ağlama benim için üzülme,çünkü sen beni bıraktığın gün ben zaten ölmüştüm şimdi bedenim ölüyor' dedi.Gerçekten içim parçalandı ama bu ilişkiyi sürdürmeye hakkım yoktu.Ne olursa olsun haklarımızı bilmek çok önemli. Sadece dilediğimiz gibi yaşamak için sınırları ihlal edemeyiz.Başkalarını üzerek yaşayamayız. Kendi açımdan sorumluluğum, vicdanım.Allah'a karşı olan tarafını yerine getirdim.Aşkı kaybettim mi hayır.Hiç kaybetmedim..Birlikte olduğunuz kişi evlendiği gün neler hissettiniz?..Aşık olduğum kişiyi kendi ellerimle evlendirdim.Eşinin gelinliğini ben yaptım otel odalarını ben dizayn ettim.O geceyi hiç unutamıyorum.Nikahın kıyılacağı gece ölüceğim zannettim.Saat dokuzda nikahları vardı. Atolye de kendime beyaz tülbentden v yaka kefene benzeyen bir elbise diktirdim.Banyoya girdim yıkanıp apdest aldım elbisemi giyip,televizyonu açıp yatağa uzadım saat dokuzu bekliyorum ve o saatte öleceğimi düşünüyorum dalmışım bir baktım saat on bir, aa ölmemişim ay çok komik dedim.O zaman lar içki de içiyorum hemen bir şampanya açtım ve horul horul uyumuşum. Sabah saat altı da kapı yıkılıyor hemen kapıyı açtım ve karşımda aşkım eşini otel odasında bırakıp yanıma gelmiş.İşte o zaman anladım ki bir insan başka bir insan için ölmüyormuş..Biz Bekir Beyi sizin aşkınız olarak biliyorduk...Bekir benin çok sevdiğim bir arkadaşım senelere dayanan bir dostluğumuz var.Gerçek aşkımı gizlemek için Bekir'i hep paravan olarak kullandık.Bekir'in hakkını ödeyemem.Bekir evli ve bir çocuğu var.Oğlu Ali bana dede diyor.Eşini de çok seviyorum..Bu dostluk ölünceye kadar devam edecek..Peki şu anda hayatınızda biri var mı...Hayır yok..artık bundan sonra olacağını da sanmıyorum..Siz içkiyi dini açıdan mı bıraktınız?...Biz Bektaşiyiz.Bizde içki içmek günah değil.Benim içkiyi bırakmamdaki en büyük etken annemdir.Çünkü annemi kaybettikten sonra çok içmeye başlamıştım.ve bir sabah annemi kaybettikten iki sene sonra Teşvikiye Caminin teneşirinde uyumuş olarak buldum kendimi.Uyandığımda Cemil hastalanıyorsun dedim ve hemen doktora gittim.Ruhum hastalanmıştı tedavi gördüm ve o gün bu gündür ağzıma içki koymadım.İçki beni geçmişe götürüyordu ruhumu hasta etmişti .o sabah karar verdim ve tedavinin sonucunda da bıraktım.Siz eşcinsel olduğunuzu hiç saklamadınız.Türkiye'de cinsel tercihinizle ilgili zorluklarla karşılaştınız mı?Çocukluğuma dönersek, hayatımda yalnız bir çocukluk geçirdim.Ne kızlarla ne de erkeklerle anlaşabiliyordum, farklıydım ama o farkın ne olduğunu bilemiyordum.Zaman geçip yaş aldıkça farklılığımı keşfettim.babam bu konuda bana çok yardımcı oldu.Hep babamı arkamda hissettim.Ailem muazzam insanlardı.Onlar farklılığımı bir gurur olarak, bir hata olmadığını anlatarak beni yetiştirdikleri için, benim en büyük şansım ailem oldu.Ailenin bu konuda duruşu çok önemli.Siz üç kardeşsiniz.kardeşlerinizin tepkisi oldu mu?..Annem ve babam ben üç yaşındayken ayrıldılar.Erkek kardeşim annemde, ben ve ablam ise babamda büyüdük.Erkek kardeşim benim tam zıttım tam bir heteroseksüel.Ama asla birbirimize saygısızlık etmedik sadece birbirimizden uzak durduk.Zaten ayrı anne ve babada olmamızdan dolayı birbirimizden uzak kaldık.Belli bir yaşdan sonra da o uzaklığın tesiri ile, ablamla yakın olduğum kadar erkek kardeşimle yakın olamadık...Bedeniniz de kadın ve erkeği barındırmak nasıl bir duygu?...İçimdeki kadın ve erkeği barıştırarak bu duyguyla mutlu yaşıyorum Bedenim erkek olsa da ne hakiki erkeğim ne de bir kadınım.O içimdeki kadın ve erkek çok iyi anlaşıyor.Bir tanesi hoyrat ,maço kıskanç bir erkek diğeri ise cilveli bir kadın.Erkek tarafım kadın tarafıma cilve yapıyor kadın tarafım erkeği durduruyor.Bu şekilde kendimi dengeliyorum.