TV YAZARLARINDAN SEÇMELER! ÇAĞDAŞ ERTUNA, YÜKSEL AYTUĞ, AYŞE ÖZYILMAZEL, FUNDA KARAYEL VE YÜKSEL AYTUĞ BUGÜN HANGİ KONULARI YORUMLADI?..

12.11.2016 08:12:32

ALİ EYÜBOĞLU – MİLLİYET

İSTENMEYEN İÇERİKLERİ İNTERNETTEN SİLDİRMEK

Hayatımızı kolaylaştıran, artık “olmazsa olmaz”ımız haline gelen internetin mağdur ettikleri de var.

İnsanlar veya şirketler hakkında çıkan her haber, her yorum artık sanal dünyada kayıt altında.

Google’da o kişi ya da şirket hakkında yapılan her sorguda o bilgiler pat diye ekranda.

Bunların gerçekleri yansıtması halinde sorun yok. Ancak her türlü yalan yanlış bilgi veya karalama amacıyla yazılanlar olunca onları kaldırmak, deveye hendek atlatmaktan zor.

Çünkü Türkiye, adaletin geç tecelli ettiği bir ülke...

Bu yüzdendir ki bu konuda şikâyetçi olan çok, ama davacı olan az.

21 Ağustos 2007 - 22 Eylül 2011 tarihleri arasında bankalardan kredi kullananlara, fazladan ödedikleri faizleri geri alma imkânı doğdu. Bu konuda detaylı bilgi almak için görüştüğüm avukat Uğur Poyraz’dan, internetteki istenmeyen içerikleri 3 - 5 gün içinde kaldırdıklarını öğrendim. Av. Poyraz, “Bize başvuranlardan başta hiç para almıyoruz. Müvekkil, istemediği içeriğin yargı kararlarıyla kaldırıldığını gördükten sonra ödemeyi yapıyor” dedi.

Başta şov dünyasının ünlüleri olmak üzere birçok insanı ilgilendirdiği için paylaşmak istedim bu bilgiyi...

Yukarıda belirttiğim süre içinde 12 bankadan bireysel, ticari, konut, eğitim veya otomobil kredisi kullananların “Kartel Faizi Tazminatı”nı nasıl alacakları konusuna gelince:

Kredi tarihinin üstünden 10 yıl geçmeden yani zaman aşımına girmeden Ticaret Mahkemesi’ne banka hakkında “Belirsiz alacak davası” açmak şart. Bankanın ne kadar “Kartel faizi tazminatı” ödeyeceğini “Bilirkişi” hesaplayacak. 200 bin lira kredi kullananlar, 76 bin liraya kadar iade alabilecek.

RIHANNA’NIN TRUMP ŞOKU

ABD’deki başkanlık seçimlerinde Hillary Clinton’a açık destek verirken, Donalp Trump’a sert muhalefet yapmaktan geri kalmayan ünlülerin hepsi ters köşe oldu.

Donald Trump, ABD’nin yeni başkanı olunca en ilginç paylaşımlardan birini Rihanna yaptı.

Ünlü şarkıcı, Trump’un 1998 yılında People Magazin’de yayınlanan şu sözlerini paylaştı.

“Ülkeyi yönetecek olsam Cumhuriyetçi olurdum. Onlara oy verenler ülkedeki en zavallılardır. Fox News’in yayınladığı her şeye inanıyorlar. Ben de yalanlar söyler ve onları hep kandırırdım. İddia ediyorum, bana oy verenlerin sayısı olağanüstü olurdu.”

Rihanna’nın Instagram’dan yaptığı bu paylaşımı binlerce takipçisi beğendi, üstüne yorum yazdı. Sonra ne mi oldu?

Allah’tan ilk gördüğümde fotoğrafını çekmiştim. Çünkü ABD’nin yeni Başkanı Trump’a geçmişini hatırlatan bu paylaşımı sildi Rihanna...

Lady Gaga, Katy Perry, Madonna ve Rihanna gibi Trump karşıtı ünlülerin bundan böyle ne yapacaklarını gel de merak etme şimdi?

İSMET ZEKİ EYÜBOĞLU MAÇKA’DA ANILACAK

12 Kasım 2003 tarihinde aramızdan ayrılan, edebiyat dünyasının ünlü kalemlerinden İsmet Zeki Eyüboğlu bugün ölümünün 13’üncü yılında Trabzon’da anılacak.

Türk dili ve edebiyatı, tasavvuf edebiyatı ve tarihi, Alevi-Bektaşi kültürü, Anadolu uygarlıkları, felsefe, mitoloji ve arkeoloji gibi pek çok konuda 200’den fazla kitap yazan İsmet Zeki için ilk tören, Trabzon Maçka’daki kabri başında yapılacak. Eyüboğlu Vakfı’nın organize ettiği anma törenlerinin ikincisi ise saat 14.00’te Maçka Sümela Oteli’nde olacak. Eyüboğlu Vakfı Başkanı Yakup Eyüboğlu ile yazar Ahmet Özer, İsmet Zeki Eyüboğlu’nu anlatacak.

GÜNÜN SÖZÜ?

“Hiçbir insan öylesine girmiyor hayatımıza. Kimileri ceza, kimileri bela, kimileri imtihan, kimileri ise armağan.”

FUNDA KARAYEL – SABAH

HER ÇOCUĞUN BİR BİSİKLETİ OLSUN DİYE PEDAL ÇEVİRDİK

Çeşme'de ilk kez düzenlenen Veloturk Gran Fondo Çeşme bisiklet yarışında, geçtiğimiz hafta sonu tam bin kişi bisikleti olmayan çocuklar için pedal çevirdik. Veloturk;

'Bin çocuğa bin bisiklet' hedefiyle yola çıkan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da bisikleti olmadan büyüyen çocukların yüzlerini güldürmek için yola çıkmış beş iyi adamın yürüttüğü bir sosyal sorumluluk projesi.

Bu anlamlı iyilik hareketini başlatan Arda Türkmen, Sarper Günsal, Berkem Ceylan ve Aydın Diricanlı; her çocuğun bisiklet sahibi olması ve umutla büyüyebilmesi için şehir şehir gezerek çocuklara bisiklet götürüyor. Üstelik yoğun iş tempolarına rağmen... Bu iyi adamların yaptıkları bununla da bitmiyor; bisiklet kullanmayı bilmeyenlere öğretiyorlar, lastiklerini nasıl tamir edeceklerini gösteriyorlar, yani bisikletle ilgili tüm önemli detayları çocuklarla paylaşıyorlar.

Çocukların yüzünü güldüren ekiple, yarış öncesi proje üzerine konuştuk. Bugüne kadar Soma, Van, Bitlis ve Muş'a bisiklet götürdüklerini söylediler. Bu proje sayesinde, yıl sonunda toplam 4 bin çocuk bisiklet sahibi olacak. Yarışa katılan herkes; ödediği kayıt ücreti vesilesiyle, New Balance'ın Veloturk için Niyazi Erdoğan'a tasarlattığı tişörtleri satın alarak doğrudan çocukların mutlu olmasına yardımcı oluyor. Ekibin, yarışmacılara büyük bir sürprizi de vardı.

Salona geçtiğimizde;

Arda Turan, Neymar, Alex de Souza ve Engin Altan Düzyatan gibi birçok ünlü ismin katılımcılara destek için gönderdiği videolar perdeye yansıtılıyordu.

Ee haliyle, salonda büyük bir mutluluk yaşandı. Anlayacağınız Veloturk; sadece çocukların yüzünü güldürmüyor, yarışçıları da mutlu etmeyi başarıyor.

NEYMAR'IN TÜRKÇE'Sİ

Neymar'ın gönderdiği destek videosunda, ünlü futbolcunun Türkçe konuşması büyük alkış aldı.

Neymar'ın sempatik tavırları, salondaki herkesi gülümsetti. Yarış öncesi herkes ful motivasyonla, ilk pedalı çevireceği saati bekliyordu. Yarışta dikkatimi en çok çeken ise tandem bisikletler oldu. O kadar güzeller ki... Görme engelli yarışçı arkada oturuyordu, onu yönlendiren hocası ise önde... İkili, son derece başarılı bir şekilde bitiş çizgisine geldi. Tek bacağıyla bisiklet kullanan Abdülkadir de; tüm sporcular ve izleyicilerden büyük alkış aldı.

AYŞE ÖZYILMAZEL – SABAH

BAŞARILI İNSANLAR KAHVALTIDAN ÖNCE NE YAPAR?

'Günler geçiyor, istediklerimi yapamıyorum ve çok yorgunum' mu diyorsunuz? Sabahları evden çıkıp işe gitmek, sizin için bir kabus mu? 'Ne yapayım zamanım yok', en büyük bahanelerinizden biri mi? Spor yapamıyor, kötü besleniyor, ailenize ve arkadaşlarınıza gereken ilgiyi gösteremiyor musunuz?

Mesela gün 36 saat olsa, daha mı verimli olurdunuz? 'Yapılması gerekenler listeniz', esas yapmak istediklerinizle aranıza mı giriyor? Korkmayın, yalnız değilsiniz...

Zamanımızı iyi kullanamamak, çoğumuzun sorunu... Ki bu, hiç küçümsenmeyecek bir sorun. Günler geçiyor ve her gün biz yine 'istediklerimiz' için bir adım bile atamamış oluyoruz.

BİR SAAT ERKEN KALKIN

Ve fakat bu arada, birileri robot misali tıkır tıkır işletiyor hayatını. Spor yapıyor, ailesiyle vakit geçiriyor, işinde son derece başarılı, eğlencesinden de geri kalmıyor, üstelik hobileri de var. Bak sen! Yoksa onlar uzaylı mı? Değil...

Geçen akşam, kendimi evimde gibi hissettiğim yegane yer olan (Beyaz örtüleri, rahat koltukları, loş ışığı, harika personeli, mis gibi yemekleri ve muhabbeti bol müşterileri... Böyle başka bir yer yok!) Topağacı'ndaki Divine'da arkadaşımı beklerken, raftaki kitapların arasında biri dikkatimi çekti: E-kitap yıldızı Laura Vanderkam'ın yazdığı 'What The Most Successful People Do Before Breakfast'. Kabaca çevirirsek; başarılı insanların kahvaltıdan önce yaptığı şeyler...

İlgimi çekti tabii, hemen karıştırmaya başladım. Başarının sırrının, sabahları verimli kullanmaktan geçtiğini söylüyor Vanderkam. Çünkü sabah, uykumuzdan en taze halimizle kalkıyoruz. İşe gittiğimiz andan itibaren de, yapılacaklar büyük bir hızla önümüzden geçiyor. Sonra bakıyoruz ki, gün bitmiş.

Başarılı insanlar, sabahları şu üç şeyi besleyip geliştirirmiş:

1. Kariyerleri: Sabahın en erken saatlerinde günlük plan yapar, kimse ortada yokken düşünür, çalışır, önemli kararlar alırlar. Misal Sezen Aksu; sabahın 06.00'sında kimseler uyanmamışken şarkılarını yazar ve okur.

2. Özel hayatlarındaki ilişkileri: Bir saat daha erken kalkarsanız; sabahları ailenize, çocuklarınıza, sevgilinize vakit ayırabilir, onlarla kahvaltı edebilirsiniz. Bu da ilişkilerinizi kuvvetlendirir. İyi aile ilişkileri, iş hayatı için olmazsa olmazdır.

3. Kendileri: Başarılı insanlar, bedenlerini ve sağlıklarını ihmal etmez.

Sabah 05.00'te kalkıp koşanlar, spora gidenler, dua edenler, yoga ve meditasyon yapanlar; bunu sürekli olarak yapınca müthiş artılarını görüyor.

PAZAR AKŞAMLARI ÖNEMLİ

'Ama ne yapayım Ayşe! Sabahları kendime gelemiyorum, nasıl erken kalkayım?' lafları ise tamamen bahane. Gece oturup üç saat dizi izleyeceğimize uyuyabilir ve sabah erkenden kalkabiliriz. 'Erken kalkan yol alır' biliriz ama nedense bir türlü yapamayız. Bilip de yapmadığımız onlarca şey gibi. Tüm mesele alışkanlık yaratmakta. Alıştıktan sonra sistem tıkır tıkır işliyor ve günümüz verimli hale geliyor.

Kitapta, hobi edinmemizin hayatımıza nasıl katkı sağlayacağı da anlatılıyor. Sevdiklerimizle, arkadaşlarımızla ya da tek başımıza yapacağımız farklı etkinliklerin, bakış açımızı nasıl besleyeceğini görüp şaşırmamak mümkün değil. Başarılı kişilerin hayatında hafta sonlarının önemi ise çok ilgi çekici. 'Hafta sonu ne yapacağınızı önceden planlayın' diyor yazar Vanderkam. Planınızın içinde mutlaka aileniz, sevdiklerinizin kutlamaları, sinema, konser, tiyatro, spor ve yemek olmalıymış. Özellikle pazar akşamlarını, maksimum keyif alacağınız şekilde geçirmek bütün hafta ilaç gibi geliyormuş. Tüm bunları başarmak için yapmanız gereken; hayatınızı gözden geçirip, neleri niçin yapamadığınızı tespit edip gün gün, saat saat organize olmak.

Gerisi kitapta... Kitabın Türkçe'sini bulamadım ama internetten orijinalini sipariş edebilirsiniz. İşin özü; 'Yapamıyorum', 'Olmuyor', 'Zamanım yok' gibi şeyler külliyen kaçış... 'Planlayamıyorum', 'Üşeniyorum' ve 'Tembelim'; gerçek. Seçim sizin...

YÜKSEL AYTUĞ – SABAH

BİR MÜZİSYENİN FERYADI

Bugüne kadar aldığım en ilginç şikayet mektubuydu. Paylaşayım istedim:

"Sayın Aytuğ, şikayetçiyim. Sizden değil tabii... Dizi/film/reklam müziği piyasasını tek elden götürdükleri için. Sanki piyasa mafyaya bağlamış! Şikayetçiyim...

Yılmak değil niyetim ama nedir bu durum Allah'ınız aşkına? Konservatuvar Piyano Bölümü'nden birincilikle mezun olalı tam 10 sene olmuş. Harika müzikler yaptığımı iddia etmiyorum ama iyi müzikler yaptığımı söylüyorum.

Bestecilik ödüllerim var, kısa film müziği ödülüm var (Altın Portakal); var da var... Ama artık bahsetmek bile istemiyorum.

Evet, para kazanıyorum, ailemi geçindiriyorum, şükür! Yapabildiğim tek şey eğitimcilik. Evet, iyi bir veli çevrem var, saatlerim neredeyse dolu. AMA VE FAKAT! Ben müzik yapmak istiyorum.

Bunun için ne mi yaptım? Ödüllü müziklerimi, yaptığım bestelerimi aldım sırtıma, boş zaman bulduğum tüm anlarda yapımcı kapısı çaldım. Kapıdan bile almadılar.

RANDEVU VERMİYORLAR

Bildiğim, bildiğiniz ne kadar yapım şirketi varsa randevu almaya çalışıyorum, vermiyorlar. Kaç tane dizi var?

Kaç tane müzisyen var? Kim yapıyor bu dizi müziklerini? Tekele bağlamışlar...

Niye bana randevu vermiyorlar? İşimi beğenmezlerse anlarım. Ama imkan bile sağlayamıyorum ki! Şikayetçiyim vallahi.

Sizden değil tabii ki... Bu kendini bir halt sanan herkesten, yönetmeninden, yapımcısından, ondan, bundan... Ajitasyon asla! Bir dizi/film müziğinden kazandığım parayı kazanıyorum ben zaten. Derdim para pul değil. Ama işimi yapamıyorum ben yahu! Ben işimi yapamıyorum ve mutsuzum. Kötü yaptığımdan mı? Hayır!

Fırsat bile yaratılmıyor. Hayalim benim bu ya, mesleğim! Ne diyelim. Allah gecinden versin, sıra bana gelene kadar ben de giderim herhalde... Vallahi de şikayet ediyorum. Ses yarışması, şu, bu yarışması filan yapıyorlar ya TV'lerde, bir de beste yarışması filan yapsınlar.

Hoş, bu sefer onlar da reytinglerden şikayet ederler. Durum bu. Sevgi ve saygılarımla, Okan Canseven.

NOT: Bu arada ben Duygu :)

Okan'ın eşiyim ve onun adına yazıyorum. Ona kalsa hayatta yazmaz, müzisyen duygusallığı; üzülür ama yazmaz. Birebir şahidim her yaşadığına; yapımcılardan randevu almak için 50 kez aradığına... Ben akademisyenim, ben hayatımda hiç böyle zor bir sektör görmedim. Sizinle paylaşmak istedik. Sevgiler..."

ÇAĞDAŞ ERTUNA – MİLLİYET

16 SANİYELİK DİKKATLE 2,58 MİLYAR DOLARLIK İŞ KURULUYOR

Bu haftanın çoğu Brand Week’te geçti. 2017 trendleriyle başlayıp alışkanlıkların nasıl bulaşıcı olduklarıyla devam ettik.

Daha sonra ise konu, dikkatti.

Gezegenin en hızlı tükenen kaynağı dediler dikkat için.

Sonra da çarpıcı bir örnek verdiler, 1 milyar dolarlık bir iş kullancıların 1 dakikanın altında bir süre dikkat vermeleriyle kurulabiliyor diye.

Neden mi bahsediyorlar?

Buzzfeed, Vice ve Vox örneklerinden.

1,58 milyar dolarlık Buzz Feed’in kullanıcıları 36 saniye, 2,58 milyar dolarlık Vice’ın kullanıcıları 16 saniye ve 1,98 milyar dolarlık Vox’un kullanıcıları sadece 17 saniye zaman ayırıyor.

Günümüzde bir TV reklamına 30 saniye, uzun bir metin okumaya 5 dakika, kitap okumaya 2 saat ayrılırken World of Warcraft gibi bir bilgisayar oyununa tam 72 saat ayrılabiliyor.

Hatta Çin’de bu oyunu oynarken yemek yemeği, tuvalete gitmeyi unutanlar bile oluyor.

Kilit kelimeler: Çok amaçlı

Dikkatten sonra sıradaki konu: Merak.

Bir zamanlar bilgi daha azdı ve bilgi güç anlamına geliyordu.

Şimdiyse hepimiz bilgiye boğulduk, fazlasını kaldıramaz olduk.

Bilgi yerine merak çağı başladı böylece.

Discovery Networks 16-55 yaş aralığında 2100 kişi ile aralarında Türkiye’nin de olduğu uluslararası bir araştırma yapmış.

Bu araştırmaya göre, Almanya, Polonya, Romanya, Rusya, Güney Afrika, Suudi

Arabistan ve Türkiye’nin de aralarında olduğu 7 ülkede “Başkalarında en hayranlık uyandıran özellikler” sorusuna Türkiye’nin verdiği cevap % 40 ile en hayranlık uyandırıcı özelliğin girişimcilik, % 38 ile kültürlü olmak, % 37 ile de çok gezmek.

Bu özellikler Almanya’da % 56 ile kültürlü, % 37 ile sosyal çevreye sahip, % 32 ile de çevre dostu çıktı.

Aynı araştırmada insanların meraklı ve araştırmacı hissettiklerinde seçtikleri platformları da önem sırasına göre sıraladılar.

Buna göre % 51 ile televizyon birinci sırayı, web siteleri % 20 ile ikinci sırayı, % 10 ile kaydettikleri programları, % 8 ile sosyal medyayı, % 3 ile ise internette abone oldukları hizmetler olarak ortaya çıktı.

Bu çağın insanı tek bir şeyle yetinmiyor, farklı mecralardan besleniyor, aynı anda birkaç iş birden yapıyor, birçok alanla ilgileniyor, farklı özelliklerde kişilerle sosyalleşiyor.

Merak çağının insanını özetleyecek olursak, çok amaçlı demek yeterli.

SAHA’ya bravo!?

Füsun Eczacıbaşı’nın başkanı olduğu Saha Derneği, kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşu.

Çağdaş sanatı destekleme amacında birleşen bir grup sanatsever tarafından 2011 yılında kuruldu.

Türkiye çağdaş sanatının tanınırlığını ve bilinirliğini artırmayı hedefliyor ve bu doğrultudaki projelere karşılıksız destek veriyor.

Saha’nın destek verdiği projeleri önceki gün Saha üyeleri ve sanatçılarla birlikte Soho House’da izledik.

Hepsi birbirinden başarılıydı, ama aralarında beni en çok etkileyen Halil Altındere’nin işiydi.

Tahribat-ı İsyan’la Wonderland’den sonra yine harika bir iş çıkarmış, yine bir hiphop desteğiyle.

İzlerken bir kez daha görüyorsunuz, Saha gerçekten de müthiş bir iş yapıyor, hiçbir kar amacı gütmeden sanatçılara üretim desteği sağlayarak.

DİĞER HABERLER