İZZET ÇAPA, ESİN ÖVET’İ PATLATIRKEN İKİ KELİMEYLE GÜLDÜRDÜ!
Esin Övet bu kez İzzet Çapa’nın ağına takıldı!
Yılmaz Özdil, bugün bir yazı yazdı ve birtakım gazetecilerin yazdıkları yazılar karşılığında para aldığını iddia etti.
Kimdi o gazeteci? İzzet Çapa olaya hemen dahil olup, herkesi güldüren iki kelimeyle, Esin Övet olduğunu adeta ilan etti!..
Peki, Yılmaz Özdil ne yazmıştı?
FATİH TERİM’İN KEBAPÇI BASKINI Fatih Terim steak house'çı damatlarıyla birlikte kebapçıyı bastı, birbirlerininkafasına sandalye vurdular, kebapçılar döve döve steak house'çıları püskürttü,Fatih Terim kaçarak Acun'un evine sığındı filan…*İzah edeyim.*Çeşme 40 bin kişinin yaşadığı bir belde, 40 bin kişilik polis var, 40 bin kişilikzabıta var, 40 bin kişilik çöpçü var, Alaçatı'da 1 milyon kişi var! Ne kanalizasyonyetiyor, ne elektrik yetiyor, bayramda ekmek bile yetmiyor, İzmir'den getiriliyor.Tırlarla damacana geliyor, dükkanda koyacak yer yok, depo yok, eşşek bağlargibi tarlaya koyuyorlar, pet şişe 45 derece sıcakta tarlada duruyor, sonra seniçiyorsun.*Dükkan kiraları yıllık 200 bin lira civarında, güya yıllık ama, Çeşme'nin sezonu45 gün… Kimse sormuyor nasıl olsa, birader kokain mi satacaksın, 1.5 ayda bukira nasıl çıkar?Dükkan denilen de, eninedört adım, boyuna beş adım, penceresi bile yok, bildiğin inek bağlanan yerlerdi,kapı takıp, dükkan diye kiralıyorlar.*Kabadayıdan bozma mafyacıklar türedi, kumrunun midyenin ağaları var. Burasıbenim bölgem ulannn diye rakibinin kulağını satırla doğrayan var. Plajotoparkını paylaşamadılar, çatışma çıktı, kalaşnikofla taradılar, iki kişi öldü.Dikkat isterim, tabanca değil, kalaşnikof…Kano küreği taşır gibi uzun namlulu silah taşıyan kösele makosenli kerestelerdolaşıyor Alaçatı'da.*Değnekçiye beş lira verirsin, on lira verirsin… Görgüsüz Araplara özenen bazıİstanbullular, Hacımemiş'ten porşesini alıp getirene 200 lira veriyor,değnekçinin şakülü kayıyor, psikolojisi bozuluyor, değnekçi kendini oto galericisizannetmeye başlıyor, bahşiş beğenmiyor, bıraktığın otomobili beğenmiyor,markan modelin yüksekdeğilse “yer yok” diyor. Bahşiş gösterişi yüzünden sandviççi bozuluyor,kokoreççi bozuluyor, kafeci bozuluyor.*İstanbul boğazında en façayerde bira içiyorsun, 15 lira, Alaçatı'da sokak arasında bira içiyorsun, 30 lira!*“İstanbullulara giydiriyorum” diyen restorancı var. “Utanmıyor musun?” diyesordum. “Etrafa rüzgar olsun diye 100 liralıksofraya 500 lira atıp gidiyorlar,asıl giydirmezsem utanmamlazım” dedi.*Yaz sezonu boyunca gelse de gelmese de aynı masaya rezervasyon yaptırıp,gelmese bile dört kişi gelmiş gibi para ödeyen var. Beachlerde yaz sezonuboyunca şezlong tutan var, haftasonu ya geliyor ya gelmiyor, şezlong devamlıboş duruyor, parasını ödüyor. Şımarıklık desen, anlamını tam karşılamıyor,parayla varolmaya çalışan, parasıyla rezil olan, tarifi zor tuhaf bir ruh hali.*Avantacı köşe yazarı sorunu var Alaçatı'nın… Restorandan bardan oteldenavantayı alıyorlar, göklere çıkarıyorlar, Michelin yıldızı muamelesi yapıyorlar.Bunların methettiği 10 mekandan 9'u seneye yok!*Her ağustos ayı ortasında aynı dram yaşanıyor, magazin sayfalarında ballandırılaballandırıla manşet yapılan mekan sahibi, sezon bitmeden iflas ediyor,geceyarısı kamyoneti kapıya dayıyor, buzdolabını masayı sandalyeyi yüklüyor,kaçıyor, dükkan sahibi ertesi sabah geliyor ki, kapılar açık, kiracı kaçmış.*Tarifesi olan köşe yazarı var, 50 bin lira ver, ahtapotla kaplumbağayıayırtedemeyen aşçıyı, Avrupa'nın en iyi aşçısı diye yazsın… “Gurme blogger”ayağıyla kasapları manavları dolandıranlar bile var.*Ot festivali yapılıyor. Alaçatı'yla alakası olmayan, bıraksan Ilıca'dan Çeşme'yegitmeyi bilmeyen tipler üşüşüyor, ucuzcu markete gidiyorlar, tanesi iki liradançilek reçelini kayısı reçelini topluyorlar, kapakları söküyorlar, tanesi beşkuruştan beyaz kapak takıyorlar, etiketi söküyorlar, kesekağıdına el yazısıyla“Alaçatı organik ev yapımı” yazıyorlar, stand açıp, tanesi 20 liradan kakalıyorlar.“Ayy ne ucuzmuş” diyen tikicanlar da “tadı damağımda kaldı” diye anlatıyor.*Rant patlamış vaziyette… Üç sene önce 300 bin liraya satılan evler, şu anda 3milyon lira, 10'a katladı… Üç sene önce “voliyi vurdum” diye evini satıp, şimdi osattığı kendi evinde bekçilik yapan Alaçatı yerlisi var. Karısı da o sattıkları kendievine temizliğe gidiyor!*Habire villa dikiliyor, birbirinden çirkin binalar yapılıyor. Müteahhitlerin yüzde90'ı İzmir dışından geliyor, hepsi Akp'li. Ne şehre saygıları var, ne doğayasaygıları var, ne tarihe…Chp'li belediye kukla olmuş. Çakabey Anıtı mesela, moloz anıtı haline geldi,götürüp oraya döküyorlar. İzmir fatihi Çakabey, eski evlerden sökülmüşklozetlerle yan yana duruyor.*Trafik, İstanbul trafiğinden beter… Köyün daracık sokaklarında TOMA büyüklüğünde ciplerle manevra yapmaya çalışıyorlar, motosiklet zorgirer, Vito'yla girmeye çalışıyorlar. Bu hıyartolar yüzünden, huzurlu bir tatilegelip, kavga etmeden dönen yok.*Dünyanın en kalabalık terkedilmiş cins hayvan merkezidir Alaçatı… Tatilegelirken petshoptan satın alıyorlar, çarşıda plajda piyasa yapıyorlar, tatildendönerken hevesleri geçiyor, sokağa bırakıyorlar! Türkiye'nin en büyük hayvanbarınaklarından biri Çeşme'de ama, yetmesi mümkün değil… Her yaz yüzlerceköpek terkediliyor. Kedi terkeden var, papağan terkeden var. Allah siziinandırsın, Alaçatı'daki tatilinden dönerken sokağa maymun bırakan var,maymun!*Şımarıklık, küstahlık, magandalık, Alaçatı markası kirletiliyor.*Halbuki…Cibes'tir Alaçatı.Şevketibostan'dır.Radika, turpotu, ısırgan…Ebegümeci, sarmaşık, enginar'dır.Zeytinyağlı cennetidir.*Kebapçılarla steak house'çıların birbirlerinin kafasına sandalye vurduğu, yörenin ruhuna aykırı bi yer haline getiriliyor.