‘SURVIVOR ALL STAR’DA NE GİBİ SÜRPRİZLER OLACAK?..

‘SURVIVOR ALL STAR’DA NE GİBİ SÜRPRİZLER OLACAK?.. 30 Kasım 2017 - 08:33 | Güncelleme:

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değinmişler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

ALİ EYÜBOĞLU-MİLLİYET

‘SURVIVOR ALL STAR’DA NE GİBİ SÜRPRİZLER OLACAK?

‘Survivor 2018 All Star’ ne zaman başlayacak?

Şubat 2018’de...

Daha önce de yazdım, her yarışma öncesi Acun Ilıcalı’nın uyguladığı yöntemi.

Bu sefer de aynısını yaptı ve ‘Survivor’da yarışacak ünlüleri taksit taksit açıklayıp, aylar öncesinden işin PR’ına başladı. Bakar mısınız şimdiye kadar ‘Survivor 2018 All Star’da yarışması kesinleşen isimlere?

Hilmi Cem İntepe, Adem Kılıçcı, Hakan Hatipoğlu, Murat Ceylan, Cumali Akgül, Turabi Çamkıran, Ümit Karan, Nihat Doğan, Sema Aydemir, Nagihan Karadere ve Merve Aydın.

‘Survivor 2018 All Star’da takımlar 12’şer kişiden oluşacak.

O isim şaşırtacak  

Açıklanan yarışmacı sayısı henüz 11... Bunlardan 50 günde Iğdır’dan İstanbul’a yürüyerek ‘Survivor’ hayaline kavuşan Cumali Akgül, ‘Survivor Gönüllüler’de yarışacak. Kaldı geriye 10 ünlü. Yarışma hakkında bilgi almak için Bangkok’tan aradığım Ilıcalı’yı Miami’de buldum. Ilıcalı, ‘Survivor 2018 All Star’ın kadrosuna üç kadın ünlü dahil edeceğini söyledi. Bu demektir ki, şu ana kadar açıklanan ‘Ünlüler’den biri ‘Gönüllüler Takımı’na geçecek. O ismi de biliyorum, ama Acun Ilıcalı, ‘yazılmamak kaydıyla’ söylediği için maalesef paylaşamayacağım. Şu kadarını vurgulayayım ki, o isim belli olduğunda şaşıranlar da, “İyi oldu” diyenler de çıkacak.

Türk-Yunan yarışı 

“Ünlüler Takımı’nda eskisi kadar ünlü yok” diye eleştirildiği geçtiğimiz sezonda bile açık ara birinci olan ‘Survivor 2018 All Star’ın bu farkı, daha da arttıracağı kesin.

Üstelik bu ‘Survivor’, eskilerden çok farklı olacak. ‘Survivor 2018 All Star’da yarışmacı sayısı 10’a düştüğünde karşılarına, Acun Medya’nın Dominik’te Yunanistan için çektiği ‘Survivor’ın finale kalan 10 yarışmacısı çıkacak.

‘Survivor’, Türk ve Yunan yarışmacıların kapıştığı bir arenaya dönüşecek, işin içine milli duygular girecek.

Son olarak yapımcının Meksika’ya yaptıkları yarışmaya dair verdiği bilgiyi paylaşmak isterim. Ilıcalı, share’i (izlenme payı) 7 olan TV Azteca’nın ‘Exathlon’ sayesinde haftanın beş günü, 25 share’lere ulaştığını söyledi.

Yılların Ebru Yaşar’ı bunu yeni mi anladı?

Akşam Life’ta veto yiyen Deniz Seki’nin yerine köşe yazmaya başlayan Ebru Yaşar, derginin ilk sayısında Demet Akalın’ın Bostancı Gösteri Merkezi’ndeki konserinde Nur Yerlitaş ile Işıl Reçber’in herkesin arasında sigara içtiğini, ayrıca Işıl Reçber’in marka çantasının sahnenin ortasında sürüklendiğini yazdı.

Instagram’ında haberi yalanlayan Akalın’ın, “Bostancı’da tek şey vardı, beni alkışlayan, mutluluğuma ortak olan davetli dostlar. Davetli olmayanların içine oturmuş hayalleri değil” diye yazması Yaşar’ın kimyasını bozdu: “Magazin işinin ne kadar zor olduğunu anladım, sizin dostunuz var mı? Çok zor bir iş ama ben gerçekleri yazmaya devam edeceğim.”

Yılların Ebru Yaşar’ının, magazin gazeteciliğinin, yeni dostluklar veya düşmanlıklar kazanmak için değil, doğru haberi insanlara iletmek olduğunu yeni anlaması enteresan!

‘Ayla’ filmi rekora doğru

Türkiye’nin Oscar’a yolladığı ‘Ayla’ filminin gişede elde ettiği başarıyla, ‘drama’ kulvarında ‘Babam ve Oğlum’un elindeki seyirci rekorunu kıracağını yazmıştım. Boxofficeturkiye.com’un son gişe rakamları, ‘Ayla’nın, ‘Babam ve Oğlum’un rekorunu kısa sürede kırıp, fark bile atacağının göstergesi. Son bir haftada 404 bin 154 kişinin izlediği ‘Ayla’nın seyirci sayısı 3 milyon 508 bin 396’ya çıktı.  3 milyon 839 bin 883 kişinin izlediği ‘Babam ve Oğlum’la arasındaki fark 331 bin 487’ye düştü.

GÜNÜN SÖZÜ

“Herkes o kadar masum, o kadar iyi ki, sanırsınız cehennemde yalnız yanacağım.” 

 

SİNA KOLOĞLU-MİLLİYET

İSPANYA’DA DİZİ 70 DAKİKA

El Pais gazetesinin internet sayfasında, ‘70 dakika İspanyol dizilerin anlaşmazlığı’ başlıklı bir yazı yayımlandı. Ekrandaki dizilerin uzunluğu, 70 dakika. Platformlarda, yani paralı yayınlarda bu süre 50 dakikaya iniyor.

Bu durum aynı bizdeki gibi tartışma konusu olmuş. Ama onların nispeten daha iyi. En son baktım, bizde diziler açık kanalda hâlâ 120 dakika ekrana geliyor.

Uzun dizi sorunları

Yazıda, uzun dizi sorunlarından bahsedilmiş. Mesela 70 dakikalık dizilerde, cansız ve rekabetsiz bölümlerin fazlalığından söz ediliyor.

Antena 3 kanalında ‘Velvet’ dizisinin yapımcısı Ramos Campos, “Dizi, 50 hatta 40 dakika olursa bazı şeyleri yedirmeniz mümkün. Ama 70 dakika olunca kimse yutmuyor” demiş. Moviestar paralı kanalı dizileri, 20 dakika daha kısa olarak yayınlıyor.

Karakter sayısı azalıyor

Hani bizde ‘Diziye sürpriz bir isim katıldı’ haberleri vardır ya bunun aslında anlamı, ‘Dizi şişti, kurtarmak için yeni karakter yarattık.’ İspanya’da açık kanallarda durum böyle. ‘Dizide 14 karakter vardı ve sayı artıyordu. Şimdi (paralıya geçince) indirdik sayıyı.’ Ne kadar çok karakter olursa, iş o kadar karışıyor. Yapımcının Netflix kanalında ‘Cable Girls’ (Las Chicas Del Cable) dizisi, 50 dakikayla sınırlı.

Süreyi kısaltıyor

Antena 3 kanalı, yeni sezonun iddialı dizilerinden ‘La Catedral Del Mar’de süreyi kısaltmaya gidecek. Amaç, paralı kanallarla bu anlamda rekabet etmek.

Bizde olur mu?

Puhu TV’de yayınlanan ‘Çi’ dizisinin bölümü, bir saati biraz geçiyor. ‘Söz’ün bu platformda bir bölümünün süresi, 2 saat 17 dakika. Bizde de zaman içinde açık kanalların, dizileri 120 dakikadan aşağıya çekme zorunlulukları olacak. Maliyetler, çekim zorlukları, çalışma süreleri ve sağlam tüketicinin internet ortamına doğru kayması etkili olacak.

 

MESUT YAR-POSTA

40 diziden sadece ikisi başardı

Eskiden, çok değil birkaç yıl öncesine kadar yüzde 5 reyting civarında gezen dizilerin ömrü iki haftayı bulmazdı. Yani başarısız kabul edilir ve hepsi yayından kalkardı...

Şimdi aynı yüzde 5 reyting ortalamasını bulan diziler nimet kabul ediliyor. Açıkçası rekabet toplam izleyici sayısını düşürdü ama çeşit bolluğu getirdi...

Bugünlerde yüzde 10 reytingi bulan diziler “olağanüstü” kabul ediliyor. Dolayısıyla hepsi baş tacı oluyor. Peki, 10 reytingi bulabilen kaç dizi var?

Üçtü dört oldu. Bir “Diriliş Ertuğrul” (TRT 1), iki “Söz” (Star TV), üç “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz” (atv), dört “Ufak Tefek Cinayetler” (Star TV)...

O çıtaya en yakın duranların da sayısı az. Bir “Vatanım Sensin”, iki “Arka Sokaklar” (Kanal D), üç “Çukur” (Show TV), dört “İstanbullu Gelin” (Star TV), beş “Payitaht Abdülhamid” (TRT 1)...

Ve asıl dikkat çeken her iki listede de bu sezon yayına giren sadece iki yapımın (Çukur ve Ufak Tefek Cinayetler) bulunması. Geri kalanları da dedim ya işte; nimet kabul ediliyor!

Sezonun en azimli dizisi

Azmetti ve başardı. “Siyah Beyaz Aşk” sezonun işine en istikrarla asılan dizisi oldu. Kanal D ekranında hakikaten cehennemi andıran pazartesi akşamında kendine artık kolayca sarsılmayacak yer edindi...

Her hafta reytinglerine 1 puan ekleyen bu işi görmezden gelmek mümkün mü? İçerik için elinden geleni ardına koymayan TV yöneticilerini ve yapımcılarını da öyle...

Hayatta kalan her iş tebessüm eden binlerce yüz demek. Hep destek, tam destek!

ÜÇ DİZİ GİDİCİ ALTISI DA YOLDA

Üç dizi için final kararı alınmış. İkisi FOX kanalından. Biri günlük dizi “Komşular”, diğeri ise haftalık yayınlanan “Nerdesin Birader”...

Bir de Kanal D’de yayınlanan “Ver Elini Aşk” isimli dizi potaya girmiş. Kulislerde yayından kalkacağı netleşen 6 diziden daha bahsediliyor. Yazıp da kimsenin hevesini kırmak istemem. Zaten kendileri de gidişatı kestiriyor...

Vallahi dizi işine kârlı yatırım olarak bakan küçük yapımcıların şansı olmadığı gibi umudu da azalıyor. Büyük balık hem küçük balığı yutuyor hem de kendini ısırıyor. Durum budur!

REKABET BU DEĞİL!

RTÜK (Radyo ve Televizyon Üst Kurulu) ile televizyon yöneticileri ortaklaşa bir karar almalı. Program uzunluğu beş dakikadan az olan işler “ilk yüz program” listesine girmemeli...

Nedeni basit. Bir dizi mesela en az iki saat uzunluğunda. Programlarda üç saati bulan kuşak işleri var. Yarışmalar bir saatten az değil. Haberler desen keza...

Ama en az üç ana kanalda bir dakikalık hava durumu, iki dakikalık spor gündemi var. Tematik kanallarda ölçüme giren 20 saniyelik işler var. Yanlış duymadınız, “rakamla” 20, “yazıyla” yirmi saniyelik! Elmalarla armutları aynı çuvala koyup tek bir isimde satamazsınız. Adil olmaz, olmuyor da. Şu dakikalık işlerin ölçümü yüzünden onlarca içerik yayından kaldırılıyor...

Dolgu işlere program dendiği için gerçekten program üreten TV çarkının dişlileri kırılıyor. Böyle rekabet olmaz ya da şöyle söyleyeyim; rekabet bu değil!

VARLIK İÇİNDE YOKLUK!

Yerli dizi “Hayat Ağacı”nın (TRT 1) konakta hem anne babası hem de eşi ve çocuklarıyla yaşayan fedakar ve cefakar Murat karakteri, bu kez “Kızlarım İçin” (Kanal D) dizisinde aynı konakta ailesiyle geçim sıkıntısı çeken, kızlarını okutabilmek ve yoksulluktan artık bunalmış eşini memnun edebilmek için iki işte birden çalışan çileli bir aile babası Yaşar olarak karşımıza çıktı...

Dizilerdeki konaklarda işin ortasını bir türlü bulamadık. Ya çok zengin aileler yaşıyor ya da çok fukara...

O değil de “konağı satayım da bir apartman dairesine geçeyim” diyen yok. Ya da “vereyim kentsel dönüşüme 10 daire alıp acılarımı dindireyim” diyen de. Gariplerim varlık içinde yokluk çekiyor. Yazık!

 

OYA DOĞAN-VATAN

Kanal D’de neler oluyor?

Her 3 yılda bir böyle bir yazı yazacağım gibi görünüyor. En son 2014’te aynı başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Tam 3 yıl önce de kanalın aynı sorununu dile getirmiştim. O günden bugüne kanalda üç yönetici değişti ama sorun devam etti. Peki ama bu kanalın bitmek bilmeyen sorunu ne? Kanal D tartışmasız Türk televizyonculuğunun en önemli markası. İddia ediyorum o marka bilincini hala kaybetmedi. Ancak bir önlem almazsa çok yakında o güvenini izleyici gözünde kaybedecek. Çünkü izleyici artık sızlanmaya başladı. Bir haftada 7 gün var ama kanalın sipariş ettiği dizi sayısını inan ben bile takip edemedim. İş öyle bir hale geldi ki, hangi dizi yayına girdi ve ne zaman yayından kaldırıldı takip etmesi çok zor. Eskiden diziler 6 bölümde biterdi, şimdi ilk bölümüyle ne olacağı belli olmayan dizilerle dolu Kanal D ekranı. Mesela Sibel Can ve Emre Kınay’ın başrollerini oynadığı Sevda Bahçesi dizisi ne zaman başladı, nasıl bitti kimse anlamadı. Annem bana “3 bölüm tutacak mı diye bekledim, sonra izlerim diye düşündüm. Ama bitmişti” dedi. Düşünün annem bile bir diziyi izlemek için artık 3 bölüm yayınlanmasını bekliyor. Ver Elini Aşk ve son olarak Hayati Ve Diğerleri de cabası... Yüksek reyting almadığı için dizilerinin kaldırılması normal ama bu kanala her yapımcı önce en iyi işini getiriyor. Nasıl oluyor da bu işler seçiliyor zaten anlamak zor. İnanılıp yatırım yapılan işlerin de arkasında durulmuyor. Kanal D resmen deneme yanılma tahtasına döndü. O kadar çok iş sipariş edildi ki, neredeyse arkada bekleyeni yayına vermek için iş kaldırılıyor. Bütün bunlar kanal yayıncılığı ve finans alanında doğru hamleler olabilir ama biz izleyici olarak durumdan memnun değiliz. Bir kanalı ayakta tutan seyircinin ona duyduğu güvendir. O güven yok olursa bir daha toplanması uzun yıllar alabilir. Demedi demeyin!

Fatih bu yıl yayında olur mu?

KANAL D’NİN tartışmasız bu sezon ekrana vereceği en pahalı ve en iddialı işi Kenan İmirzalıoğlu’nun başrolünü oynadığı Fatih projesi. Çekimlerine de aylar önce başlandı ve ocakta yayında olacağı açıklandı. Ancak ne olduysa bir anda ilk bölüm çekimlerinin beğenilmediği söylenerek yönetmen Altan Dönmez’le yollar ayrıldı ve Fatih’in ilk bölüm çekimlerine yeniden başlandı. Gerçi insan düşünmeden edemiyor, bu kadar büyük bir yatırım yapılmış, 5 ay çekimler sürmüş, yapımcı ve kanal son ana kadar hiç mi izlememiş diye... Bu tabii ki mümkün değil, mutlaka izlendi, onay verildi ve devam edildi. Ama son anda ne olduysa oldu ve Altan Dönmez’in yerine Cevdet Mercan geldi. Kulağıma gelen bilgiler şöyle; Mercan pek çok oyuncunun performansını da beğenmediği için yeniden oyuncu seçimleri yapılıyormuş. Altan Erkekli projeden ayrılmış, Metin Akpınar’ın da ayrılacağı konuşuluyor. Aralık ayına geldik. Hala Fatih birinci bölümü ortada yok. Ocak ayına da yetişmeyeceği ortada. Bu durumda çok zor olsa bile dizi en erken şubat ortası ekrana gelecek. Bu da neredeyse 2 milyon liralık proje olan Fatih’i kurtarmayacak. Zaten dizi çok zor ve hızlıca çekilen bölüm izleyiciyi zor tatmin edecek ve kanal yine zarar edecek. Umarım ben yanılırım. Çünkü bu kadar yatırım, emek varken, yurt dışı bile bu diziyi beklerken daha özenli bir planlamayı hak ettiğini düşünüyorum.

Live PD Lifetime’da

Bu akşam 20.30’da Lifetime ekranında Live PD başlıyor. Amerika’da izlenme rekorları kıran program suçluların ve polislerin dünyasını, gerçek zamanlı operasyonları konu alıyor. Benim programı izleme şansım oldu. Üç saat süren programda; 6 farklı şehirde, 6 farklı polis departmanındaki olaylar anlatılıyor. Polisiye dizi izlemek gibi değildi ama canlı canlı olayın nasıl sonuçlanacağını beklemek gerçekten daha seyirlikti. Bundan sonra her perşembe ve cuma akşamı ekrana gelecek. Polisiye seviyorsanız ve baskın sırasında neler yaşandığını izlemekten hoşlanıyorsanız bu akşam mutlaka bakın derim.