SİNA KOLOĞLU YAZDI: “SARI KARTI YALÇIN ÇETİN Mİ VERDİ?”

SİNA KOLOĞLU YAZDI: “SARI KARTI YALÇIN ÇETİN Mİ VERDİ?” 18 Mart 2018 - 09:03 | Güncelleme:

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değindiler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

GÖNDERME NEREYE?

  

Sina Koloğlu

Reyting canavarı

s.kologlu@milliyet.com

'Börü'de bir sahne vardı. Tim, teröristler tarafından sıkıştırılmış. “Çömez, git Barbaros’un yanına hava desteği lazım de” diyaloğu var. Kaya, gidiyor. Barbaros, “Oğlum nasıl uçak kaldırayım? Omzumda general rütbesi mi görüyorsun?” diyor. Ev ahalisi, “İşte özel harekatın durumunu ve şartlarını anlatıyorlar bu şekilde” dedi.

Biraz aklı çalışsa…

Son numaramız Çiftlik Bank hikayesi... 80 bin kişi, genç bir girişimci

tarafından 511 milyon TL dolandırıldı. Halk TV’de Bahadır Erdem hocamız durumu değerlendirdi. Erdem, “Normal bir insanın, biraz aklı çalışanın güvenip, hayal edip yatırabileceği bir para değil” dedi. Zaten bütün mesele bu...

Korku filmi gibi değişiklik

Amerika Birleşik Devletleri’nde Mike Pompeo, Dışişleri Bakanı oldu. Pompeo, CIA’in eski başkanı. Yerine de Gina Haspel geldi. Habertürk

Kanalında Didem Arslan Yılmaz, Habertürk gazetesi Washington muhabiri Serdar Turgut’a “Pompeo daha şahin biri galiba?” diye sordu. “Bu iki değişikliği bir arada alırsak eğer, ileride ABD hakkında bir Hollywood filmi yapılacaksa korku, macera filmi çekilecekse, bugünü anlatmaları yeter”... Sanırım biz de bu filmde yer alacağız?

Sarı kartı Yalçın Çetin mi verdi?

Anderson Talisca’nın son lig maçında sarı kart görüp, görmediği bir bilinmez olmuş. TRT Spor’da ‘Teknik Analiz’ programında Mustafa Çulcu, “Futbol Federasyonu’nun raporunda hakemin Talisca’ya sarı kart gösterdiği yazmıyor. O zaman anlatımda bir hata var. Yalçın, (Yalçın Çetin’i kastediyor) yılların deneyimli maç anlatıcısı. Bunu görmeden, sarı kart diyemez” dedi. Durum daha da karışık. Çulcu, “Edindiğim istihbarata göre, raporda sarı kart yok” dedi. Ersin Düzen, “Raporda yoksa hakem sarı kart göstermemiş mi?” diye sordu. Çulcu, “Raporda yok” cevabını verdi. Düzen, “Peki maçta da mı yok?” diye ısrar etti. Çulcu, “Maçı seyretmedim. Raporda sarı kart yok, kesin. O zaman karşılaşmada kart gösterilmemiş demek” dedi. Son nokta... Sarı kartı Yalçın

Çetin mi vermişti?


ALİ EYÜBOĞLU-ALİCE

YENİ ŞEHRE BAKIP MUĞLA’YI SEÇTİLER

Cumartesi akşamı TRT 1’de yayınlanan ve iyi reyting alan ‘Kalk Gidelim’ dizisinin setine gittim. Ufuk Özkan, Ayça Varlıer, Erkan Sever ve Mehtap Bayri’yle yaptığım mini söyleşileri bugün kullanacağım. Sette tanık olduğum keyifli sohbetiyse bilahare paylaşacağım.

Baykut Badem, Güliz Kucur ve Hazan Toma’nın yazdığı STAFF Film dizisini iki ekip çekiyor. Birinin yönetmeni Erkan Nurhan, diğerinin Özgür Pak. Daha önce ‘Güzel Köylü’nün ana mekanlarından biri olan Karabağlar’daki evin bahçesinde çekim sürerken sohbet ettiğim yapım ekibi, diziyi çekmek için Tekirdağ, Afyonkarahisar, Çanakkale, Bursa, Kastamonu, İzmir ve Bartın’a baktıklarını, ama Muğla’da karar kıldıklarını söyledi.

Ufuk Özkan:  ‘İstanbul dışında oynadığım ilk dizi’

-Set olmayınca neler yapıyorsunuz Muğla’da?

Repo günleri, dinlenme veya senaryo ezberlemekle geçiyor. Tek gün tatil olunca, İstanbul’a gidip gelemiyoruz. Çünkü yarım günü yolda geçiyor. Genelde iki haftada bir bizimkiler geliyor. İlk kez İstanbul dışında bir dizide çalışıyorum.

- Neden?

 

Ailemden ve evimden uzak kalmayı çok sevmiyorum. Bu proje açıkçası ilk kez İstanbul’dan çıkmama değdi. Klakson sesi duymuyorum; insanı, nasıl görüyorsa ve kalbinden ne geçiyorsa onu söylüyor. Bizim bir iddiamız var, ‘Türkiye’nin en organik dizisi’ diye… Muğla, doğasıyla, insanıyla organik bir yer. Çok mutluyum ve huzurluyum. Bize güvenenlere karşılığını reyting olarak verdiğimize inanıyoruz.

- Gelirken bayağı şort, terlik getirmişsin, ama giyememişsin  galiba...

 

Muğla’da diziye gidiyorum dediğim zaman arkadaşlarım ve ailem, ‘Günlük güneşlik bir yere gidiyorsun’ demişti. Gelirken 14 şort ve beş terlik getirdim, ama giymek nasip olmadı. Rize’den sonra en çok yağış düşen ilmiş Muğla.

Ayça Varlıer:  ‘Dilek tuttum ve oldu’

- 75 kişilik ekip bir otelde, 30 civarında oyuncu başka bir otelde kalıyor. Siz Akyaka’da ev tutmuşsunuz niye?

Dokuz ay önce kite sörfü için geldim, bu spora ve Akyaka’ya aşık oldum. Sağlığım elverdiği sürece yazları buraya gelip, bu sporu yapacağım dedim. Kite sörfüne zaman ayırdım, azmettim ve dört ayda bayağı mesafe aldım.

15 Mayıs’ta Azmak Nehri’ndeki bir restoranda üç arkadaş dilek tuttuk. Şehirdışı işlerde pek çalışmak istemem. Çünkü tiyatro turnelerim ve şehir içinde projelerim oluyor. Bu bölgeyi ve Akyaka’yı o kadar sevdim ki, iyi bir adak adayıp, keşke buralarda bir iş çekilse de kışın buradan sete gidip gelsem diye dilek tuttum ve gerçekleşti.

- Kaç gün çalışıyorsunuz? Rol arkadaşlarınızı misafir ediyor musunuz?

Evi geçtiğimiz hafta tuttum. 15 Nisan’da ekibe mangal partisi yapacağım.

- İleride kite sörfü hocalığı da var mı? Akyaka’da bunun dışında neler yapıyorsunuz?

Hiçbir şekilde kite sörfü hocalığı yapmayacağım. Bu tamamıyla hobi. Hayatım zaten hep spor, yoga ve dans… Birçok aktiviteye müsait burası, ayrıca gezilecek çok yer var.

Erkan Sever:  ‘Yine geleceğiz dedim, geldik!’

- Bu evin bahçesinde ‘Güzelköy’ün muhtarı’ olarak sohbet etmiştik. Aynı evde ‘Kalk Gidelim’in Mustafa Ali Dal’ısınız. Nasıl oldu bu?

 

‘Güzel Köylü’ dizisi 52’nci bölümde bittiğinde reytingi iyiydi. Kalkınca çok üzüldük. O zaman ‘Biz buraya bir daha geleceğiz’ dedim. Arkadaşlar neye dayanarak söylediğimi sorunca, ‘Öyle hissediyorum’ demiştim.

 

Baykut Badem aradı, “Böyle bir dizi var, seni düşünüyorlar. Set için Safranbolu, Birgi ve Assos’a bakılıyor” dedi. İçimden Muğla geçmesine rağmen söylemedim. O yerlerden hiçbiri olmadı ve buraya geldik.

- STAFF, iyi bir cast yapmış. Dileği gerçekleşen Ayça Varlıer’le, ‘Bir daha geleceğiz bu Muğla’ya’ diyen Erkan Sever, dizide karı-koca ve set bile aynı evde...

Haklısın… O şansa bir şey derler de söylemeyeceğim şimdi.(Gülüyor)

Mehtap Bayri: ‘Muğla’da üçüncü işim’

- ‘Uzaklarda Arama’dan sonra bir kez daha karşılaştık Muğla’da... Bu kaçıncı işiniz burada?

Üç… İlki iki yıl süren ‘Büyük Yalan’dı. Sonra Türkan Şoray’ın yönettiği ‘Uzaklarda Arama’ ve yine Muğla çıktı şansıma. Havası, doğası ve insanıyla muhteşem bir yer. Evimde gibiyim.

- Hangi sıklıkta gidiyorsunuz İstanbul’a?

Pek gidemiyorum. Bahar da geldi, buranın tadını çıkarmak istiyorum. Repo günlerimde köyleri geziyorum. Şifalı bitkilere çok meraklıyım, onları topluyorum ve yiyorum