İKİ DOKTORDAN İYİLİK HAREKATI!

İKİ DOKTORDAN İYİLİK HAREKATI! 21 Temmuz 2018 - 08:05 | Güncelleme:

GÜNAYDIN yazarı Dr. Halit Yerebakan, Dr. Mehmet Öz’le yaptıkları Suriye gezisini gözleri dolarak anlattı: Hayatları öyle zor ki. Çocukların bakışları ve beklentileri bizi etkiledi. Bizi kurtuluş umudu gibi gördüler. Ülkemin büyüklüğüyle gurur duydum

Ünlü kalp cerrahı Dr. Halit Yerebakan, ABD'de yaşayan ünlü Türk cerrah Dr. Mehmet Öz ile birlikte anlamlı bir projeye imza attı. Yerebakan ve Öz, geçtiğimiz günlerde AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu ile Öncüpınar Gümrük Kapısı'ndan geçerek Suriye'ye gitti. Suriye'nin Azez bölgesindeki insanları muayene eden, onların hayatlarına dokunan Yerebakan; yaşadığı özel anları gözleri dolarak GÜNAYDIN'a anlattı.

 Hocam Mehmet Öz, Suriyeliler'in durumunu değerlendirmek için benimle bir proje yapmak istiyordu.

Ben de "Öyle bir şey yapalım ki, onların ruhlarına dokunalım" dedim. Meslektaşım olan AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu arkamızda olduğunu söyledi ve bize çok güzel bir program hazırladılar.

Oraya gitmemizdeki amaç; eksiklik olup olmadığını görmekti.

Taşın altına elimizi koymak istedik. Antep Havalimanı'nda bizi karşıladılar. Önce oradaki konteynır kampa gittik.

Temizlik, düzen çok iyiydi. Kampın içinde sağlık ocağı var. Türkiye evsahipliğiyle meşhurdur. Biz misafir ağırlamayı çok iyi biliyoruz. O kadar insancıl ve iyi yürekli bir milletiz ki, bu yapıları yapmaya Başkan Erdoğan ve devletimiz vesile oldu.

Türkiye tarafında kampın organizasyonu çok iyiydi.

Her birinin yaşadıkları alanın içinde tuvalet, mutfak ve oturma alanları var. Yedi senedir buradalar.

Türkiye'de 350 bin Suriyeli doğdu. Bu çocukları ve gençleri rehabilite edip eğitmezsek, sağlıklı gelişimlerini sağlayamazsak ileride kötü şeyler yapabilirler.

Onları geliştirip dünya lideri yapabilmek elimizde.

 Suriye'ye geçtiğimizde ise çadır kurup yaşayanları gördük.

Sınırın ötesine geçtiğinizde 40 sene geriye gidiyorsunuz. Mukayese edilemeyecek bir ortam.

Kamplarda kalp hastalıkları olanlar ve çocuk hastalar vardı. Bir baba "Oğluma yardım edin" diye çocuğunu getirdi. Bütün yüzü ve vücudu yanmıştı. Eve düşen bir bomba parçası yangın çıkartıyor ve çocuk uykuda yanıyor.

Türkiye sınırındakiler tedavi oluyorlar ama sınırın diğer tarafında çok acı hayatlar var.

Oradaki laboratuvarlar, sağlık ocakları çok kötü durumda.

Suriye tarafına hemen bağış yapma, eğitimler verme kararı aldık. Sonbahar itibariyle bu çalışmalara hız kazandıracağız.

Aralıklarla Suriye'ye gideceğim. Plastik cerrahlar, vücudu yanmış çocuğun tedavisini üstlenmek istediklerini yazdılar. Bunlar çok büyük mutluluk. Bütün meslektaşlarımızın gönlü çok büyük.

 Hekim olarak en özel günlerimden birini yaşadım.

Çocukların umutla bana bakışları ve beklentileri beni çok etkiledi. Mehmet Hoca'mla birlikte karşılarına geçtiğimizde bizi kurtuluş gibi gördüler. Ama Suriye'de etrafımızı saran yüzlerce insan yardım bekliyor, çare arıyor. Gözyaşlarımızı tutamadığımız anlar da oldu.

Orayı görmeden anlattıklarımı anlamanız mümkün değil.

"Her şey boş" dedim. Çok zor hayatlar var. Halimize ne kadar şükretsek az. Ülkemin büyüklüğüyle bir kez daha gurur duydum. Çok büyük gönüllü bir milletimiz var.

MEHMET ÖZ HASSAS BİRİ

 Mehmet Abi de çok etkilendi. "Sana, benim sunabileceğim fırsatlara yönelik gözümü açtığın için teşekkür ederim" dedi. O da çok hassas biri. Tek gayesi, bu insanların topluma kazandırılması.

 Ben Mehmet Abi'nin yanında büyüdüm, kendisi rol modelim. Mavi formayla dolaşırım. Beyaz ve yeşil giymem. Mavinin insanlara enerji verdiğini düşünüyorum.

Hekimlik formamı üzerimden çıkarmıyorum.

Evimde nasılsam; hastanede de, ekranda da aynıyım.

Samimiyeti insanlara geçirmeye çalışıyorum. İnsan hastaneye çare aramaya gelir.

Ona pozitif enerjiyle, samimi şekilde yaklaşacaksın ki, ilacını vermeden, ameliyat etmeden hastalığının yarısını iyileştirebilesin.

KAMPLARDAKİ HASTALARI AMELİYAT ETTIRECEĞIZ

 Suriye'deki kamplarda yaptığım incelemelere göre kalıtsal kalp rahatsızlığı olan çocuklar var. Onların tedavilerini takip edeceğiz. Bulaşıcı hastalıklara yönelik ilaç bağışları yapacağız. Erişkin kalp hastalarının ameliyatlarını da kendi vakfım aracılığıyla yapmak istiyorum.

 "Hastalara duygularını belli etme, mesafe koy, seni suistimal ederler" denilir. Ben bugüne kadar hiç suistimal edilmedim. Bana sorulan her soruya cevap vermeye çalışıyorum. Ben duygularımı yaşıyorum, hastalarımın karşısına geçtiğimde onların ailesinden biri oluyorum. Ama hekimliğimi yaparken ameliyathanede tamamen bu duygulardan uzaklaşıyorum. Ama kapalı kapılar arkasında çok ağladım. Hastam iyi olsun diye çok dua ettim, adak adamışlığım bile var. Bunu herkes yaşamayabilir. Mesleki dejenerasyonla duyguları törpülenebilir.

GÜNAYDIN