Sivas Medicana Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Özlem Bolayır, evlilik hazırlıklarından en önemlisinin çiftlerin evlenmeden önce almaları gereken, tarama testlerini kapsayan sağlık kontrolleri olduğunu ifade ederek, "Bu kontroller koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında değerlendirilir.

Türk Medeni Kanunu’na göre evlenecek kişilerden sağlık raporu istenmesi zorunlu tutulmuştur. Sağlık raporu zorunluluğu evlilik öncesi çiftlerin cinsel yolla bulaşan hastalıklar, evlendikten sonra bebeklerinde ortaya çıkabilecek genetik geçişli hastalıklar ve bu konuda çiftlere uygun danışmanlık verilebilmesi için bir fırsattır. Evliliğe engel olarak kabul edilen bulaşıcı hastalıklar; frengi, bel soğukluğu, yumuşak şankrı, cüzzam ve veremdir" dedi.

BU HASTALAR HİÇ Mİ EVLENEMEZ?

Bolayır, bazı sağlık sorunlarında evliliğe izni verilmediğini belirterek, "Uygun tedavi verilip geçtiği tespit edildikten sonra evlilik izni verilmektedir. Tüberküloz için ise 6 ay tedavi için erteleme sonrası, ikinci 6 ayda enfeksiyon geçmese bile eşe bilgi verilerek müsaade edilmektedir.

Ancak yaygınlığı bu hastalıklardan daha fazla olan ve bulaşıcı niteliği olan HIV/AIDS, hepatit B, hepatit C her ne kadar evliliğe engel teşkil eden bulaşıcı hastalıklar grubunda kabul edilmese de, tespiti çiftlere danışmanlık ve olası aşılama programı için oldukça önemlidir" dedi.

AKIL HASTALARI HİÇBİR ŞEKİLDE EVLENEMEZ

Bolayır, evliliğe mutlak engel tek hastalığın akıl hastalığı olduğunu ifade ederek, "Çiftlere yapılan tam kan sayımı ve özellikle Akdeniz bölgesinde yaşayanlara yapılan ve hemoglobin elektroforez dediğimiz kan tahlili ile kalıtsal niteliği olan Talasemi ve Orak hücreli anemi gibi kalıtsal kan hastalıkları tespit edilebilmekte ve çiftler uygun genetik danışmanlığa yönlendirilebilmektedir.

Çiftlere yapılan kan grubu tayini ile kan uyuşmazlığı tespit edilip, gebelik sonrası çiftlerin neler yapması gerektiği anlatılmaktadır. Her ne kadar yasal olarak bakılması zorunlu olmamakla beraber kızamıkçık, varisella virüslerine karşı yapılan taramalarla da bağışıklığı olmayanlar aşılama programına alınarak, ileride gebelik sırasında, bu virüslerden kaynaklı olabilecek kalp damar sistemi, beyin, göz ve işitme ile ilgili anomaliler önlenebilmektedir" şeklinde konuştu.

Yumuşak Şankr, Haemophilus ducrei adı verilen bir bakteri tarafından oluşan bağışıklık bırakmayan, cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır. Belirtileri şüpheli cinsel ilişkiden yaklaşık 4-10 gün sonra ortaya çıkmaya başlamaktadır.

 Haemophilus bakterisinin deri ve mukozada herhangi bir hastalık oluşturmadan birkaç ay yaşayabildiği ve sonrasında meydana gelen deri veya mukoza çatlaklarından vücuda girerek hastalığı ortaya çıkardığı bilinmektedir.

 Cinsel yolla bulaşan bir hastalığa ait bulguları taşıyan hastalara, hastalığın türüne göre yapılacak kan, idrar veya akıntı örneklerinin incelenmesi ile tanı konulabilir.

Cüzzam, halk arasında "cüzzam" olarak bilinen "mycobacterium leprae" isimli bakterinin yol açtığı kronik hastalık olan lepra, yol açtığı fonksiyon kayıpları, sosyal damgalanma ve dışlanma gibi olumsuz etkileri nedeniyle özel bir sağlık problemi olarak gösteriliyor.

İlaç tedavisinin yaygınlaşmasıyla hastalığın görülme sıklığında anlamlı azalma olurken, erken tanı konulduğunda cüzzamın tamamen tedavi edilebildiği ifade ediliyor.

Bel Soğukluğu, tıptaki ismi Gonore, halk arasında ise bel soğukluğu olarak bilinen bu hastalık cinsel ilişkiden en az 24 saat en çok 14 gün sonra başlar. Bu süre aralığına dikkat ediniz. Gonore erkekte hemen kendini belli edebilir.

Bel soğukluğu hastalığı daha çok idrar yolları ve üreme organlarını tutan, hem kadınlarda ve hem de erkeklerde görülen karşımıza cinsel yollar ile çıkabilen bir hastalıktır. Üreme organlarının yanı sıra bazı durumlarda eklemleri ve gözü de tutabilmektedir. Bel soğukluğu veya gonore dediğimiz enfeksiyonda kadınlar daha çok taşıyıcı durumdadır.

Frengi (Sifiliz), spiroket bakterisi Treponema pallidum pallidum alttürünün sebep olduğu cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyondur. En önemli bulaşma yolu bu hastalığı taşıyan birisi ile cinsel temastır; tokalaşmak veya elbiselerden hastalık bulaşmaz. Geçmişte, yaygın bir hastalık olan frengi günümüzde etkili tedaviler sayesinde hızla azalmaktadır.

 Ancak frengi olan erkek sayısı artmaya devam etmektedir. Frenginin neden olduğu yaralar, cinsel organlarda, rektumda veya ağızda görünebilir. Belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterebilir, bu nedenle tanı koymak bazen zordur.

Uzun zamandır var olan fakat tedavi olunmamış frengi, beyin ve kalp gibi önemli organlara zarar verebilir, bazı durumlarda ölüme bile neden olabilir. Cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanılması, frenginin bulaşmasını azaltır.