“SOSYOPAT BİR KATİLİ OYNAMAK İSTERİM”

“SOSYOPAT BİR KATİLİ OYNAMAK İSTERİM” 20 Ocak 2020 - 20:06 | Güncelleme:

Sinema, tiyatro, reklam ve dizi oyuncusu. Akademi İstanbul Tiyatro bölümünü bitiren. Daha sonra Pera Güzel Sanatlar Merkezinde pandomim ve oyunculuk dersleri almış, Birçok tiyatro oyununda, dizide, sinema filminde ve reklamda oynayan başarılı oyuncu Sinan Çalışkanoğlu bu hafta konuğumuz.

ST: Nasılsınız?  Yeni sezonda 'Güldür Güldür' show ve vizyonda olan 'Mucize 2' filmi ile oldukça yoğun bir tempodasınız bu süreçten bahseder misiniz bizlere?

CEVAP : Öncelikle çok teşekkür ederim iyiyim. Umarım siz de iyisinizdir.

Yoğun ve bol koşturmacalı bir dönem olsa da  tatlı yorgunluklar diyelim. Bir oyuncu için, aynı dönemde  hem sahnede ,hem sinema perdesinde hem de tv’de olmak çok güzel bir şey. Özellikle bu kadar emeğin sonunda ortaya beğenilen ve takdir gören işler çıkmışsa, tüm yorgunluklar unutulur. Yoğunlukla ilgili örnek vermem gerekirse, çok yoğun bir Avrupa turnesinin ertesinde, Mucize 2 filmimizin galası vardı. Aynı gün, gündüz prova akşam da oyunumuz vardı. Provadan çıktım smokinimi giydim. Galaya gittim ancak filmi izleyemeden sahneye çıkmak üzere Bkm’ye geri döndüm. Şu anda hem provalar hem sahne hem de yeni turne programlarımız devam ediyor.

ST: Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz?  Başladığınız günden bugüne bir değerlendirme de bulunurmusunuz?

CEVAP : Oyunculuğu çok seviyordum. Tek hayalim oyuncu olmaktı. Tiyatro eğitimi aldım çünkü tiyatro oyuncusu olmak istiyordum. O dönemler diziler ve sinema oyunculuğu bu kadar revaçta değildi. Yani oyunculuk eğitimi alan biri dizilere girmekten ziyade tiyatro oyunculuğu yapmayı hedeflerdi. Ben de onlardan biriyim. Geçen süreçte iyi bir oyuncu olabildiysem ne mutlu bana.

Kişisel olarak, bu meseleye bakışım, insan hangi mesleği yaparsa yapsın, görünür olmak ve fark edilmek ister. Yaptığı işle ünlü olmak ister.

Mesleğe başlarken, büyük bir tiyatro oyununda, küçükte olsa bir parça olmak istiyordum. Yoldan geçen adam veya kalabalığın içinde herhangi biri. Her ne rolde olursa olsun o sahnede olmak benim için önemli olan tek şeydi. Profesyonel hayatımda da aklımı kaybetmeden, bu amatör duyguyu ruhumun bir yerinde tutmaya çalışıyorum.

ST: Kendinize örnek aldığınız hayran olduğunuz aktörler var mı?

CEVAP : Örnek aldığım kimse yok ancak hayran olduklarım var. Peter Sellers, Anthony Hopkins, Robert De Niro ve Al Pacino gibi aktörlere hayran olmamak mümkün değil.

ST: Bir rolün karakterine bürünürken nasıl bir çalışma içinde oluyorsunuz?

CEVAP : Her rol için mutlaka bir alt metin çalışması yapılmalıdır. Rolde canlandırılan karakterin yaşı, mesleği, bulunduğu sosyoekonomik sınıf, yaşadığı ortam gibi özellikler, karakterin omurgasını oluşturur. Şehirde yaşayan , hayatında hiçbir zaman toplu taşıma aracına binmemiş bir insanın sokakta yürüyüşü ile , kasabada yaşayıp, her gün toplu taşımaya binip ,2-3 saat boyunca yolculuk yapmadan bir yere gidemeyen insanın yürüyüşü aynı değildir. Buna karakterin alt metin çalışması denir. Her karakter için, başka çalışma yöntemleri vardır. Önce bu karakterin senaryodaki amacını akabinde sahne sahne hayattaki amacını ve motivasyonunu bulurum. Mesela, karakter banka soymak istiyor çünkü çocuğunu tedavi ettirmek için o paraya ihtiyacı var gibi. Yani öncelikle empati kuruyorum. Ben olsam ne yapardım ? senaryodaki karakter ne yapıyor?  Bunların cevabı  aktörde varsa, izleyici , kanlı canlı o karakteri izleme şansı bulur.

ST: Sizi daha çok komedi film ve dizilerinde görüyoruz bu kendi tercihiniz mi? Güldürebilmek büyük meziyet zorlukları var mı?

CEVAP : Evet kendi tercihim. Komediyi seviyorum. Komedinin içinde bulunmaktan çok keyif alıyorum.

Tabii ki zorlukları var. Komediyle dram arasındaki en büyük fark , dram oynayan biri, lafını söyledikten sonra, seyircilerin hüngür hüngür ağlamasını beklemez ama komedide diyalogunuzu söylediğiniz anda , eğer seyirci buna gülmüyorsa, başaramamışsınız demektir. Komedinin , böyle bir zorluğu vardır. Bunu sadece komedi oynayan insanlar bilir.

ST: Sizi yarışma programlarında da çok sevdi izleyici bu sezonda yarışma programınız devam edecek mi?

CEVAP : Sunuculuk yapmayı çok seviyorum. Bu da bence işimin bir parçası. Henüz netleşmiş bir proje yok. Olmasını çok isterim. Olursa mutlaka haberiniz olur.

ST: Sizi en çok ne mutlu eder ve ne sinirlendirir?

CEVAP : Sevdiğim insanlarla bir arada ve sağlıklı olmak beni çok mutlu eder.

Anlamsız sinirli, mutsuz ve buna rağmen aynı işi yapmaya devam eden insanların davranışları beni mutsuz eder. ( Yani işini yaparken asık suratlı ve negatif davranışlar sergileyen insanlar )

ST: Mucize 2 vizyonda Orada Elvis Ali’yi oynadınız karakterden biraz bahseder misiniz?

CEVAP : Elvis Ali adında, Elvis Presley’e aşırı derecede hayranlık besleyen, onun gibi giyinen ve onun gibi dans etmeye çalışan birini canlandırdım. Elvis Ali, bir sahil kasabasında hem cankurtaranlık  hem de Adara Sineması’nın çığırtkanlığını yapıyor. Aziz karakterinin kasabaya geldiği andan itibaren ona yardımcı olan ve zamanla  en yakın arkadaşı haline gelen biri. Sıcak, samimi, renkli  ve içten Ege insanı.

Senaryoda Elvis Ali karakterini okurken, yaşamayı seven ,yaşadığı yeri ve insanlarını seven, pes etmeyen, inatçı ( özellikle Aziz’in iyileşmesi sürecinde görüyoruz) pozitif ve bir o kadar da duygusal biri olduğunu gördüm.

Bu role hazırlanırken, bu kasabadaki her bir karakteri bir aile  bireyi olarak düşündüm çünkü senaryo bana bunu hissettirdi. Karakterlerin birbirlerine aile gibi sımsıkı bağlı olduğu bir ortam vardı ve bu ortamda ,eğer  biri bakkala ekmek almaya gidecekse o kişi Elvis Alidir. 

ST: Evlisiniz eşiniz ile sıra dışı bir karşılaşma ve evlilik hikayeniz var paylaşır mısınız bizlerle?

CEVAP : Gerçekten sıra dışı ama çok uzun bir hikaye o sebeple affınıza sığınarak,  kısaca anlatmak isterim.

Ancak bizim için bu hikayenin  en önemli kısmı , tamamen doğal ve tesadüfen tanışmış olmamız. Yani ne sosyal medya ne de başka birilerinin tanıştırması ne de başka bir şekilde olmadı. Eski filmlerdeki gibi tanıştık. İlk görüşte aşk denen türden.

 Eşimin dükkanının vitrininde yazan bir yazının dikkatimi çekmesiyle içeri girdim. Tanıştık, konuştuk. Akşam yemeğe davet ettim kabul etti. Yemekte ,elini tuttum ve ‘ Sen benim çocuklarımın annesi olacaksın’ dedim. 3 gün sonra ailesinden istedim.7. gün nişan yüzüklerimiz takıldı 1 ay gibi bir sürede  evlendik. Kısaca 6 ay içinde bir nişan, bir kına ,bir nikah iki de düğün yaptık.

ST: Size göre kadın erkek ilişkilerinde en çok neye dikkat edilmesi gerekli mutluluğu korumak ve ilişkide dinamizmi kaybetmemek için?

CEVAP : En önemlisi saygı. Belki klişe gibi gelebilir bazı insanlara ama ‘  saygı ‘  çok geniş bir alanı  kapsar. Bir insanın aklına, fikrine, tercihlerine, hayat felsefesine, onu değiştirmeye, dönüştürmeye çalışmadan saygılı olmaktan bahsediyorum. İlişkinin temelinde karşılıklı saygı varsa sevgiyi de kaybetmez insan. Saygı duymadığınız birini sevemezsiniz. Belki bir süre sevdiğinizi sanabilirsiniz  ama eninde sonunda o ilişkinin pozitif anlamdaki tüm dinamizmini kaybedersiniz.

ST: Türkiye de ve Dünya da sinema ve dizi sektörünü kıyasladığınızda düşünceleriniz neler?

CEVAP : Batıda, dizilerin süreleri daha kısa bu sebeple daha kaliteli senaryolar ortaya çıkıyor. Bizde ise tam tersi dizilerin süresi uzadıkça maalesef kalite düşüyor. 150 dakika süren bir dizinin her bölümünde aynı kaliteyi yakalamak imkansız. Hikayelerin konularına  baktığımızda ise bizde,  kadın hikayeleri ve diyalogları yazabilen senarist sayısı maalesef çok az olduğu için, diziler hep erkek dünyasında, erkek bakış açısıyla ve erkeklerin diyalogları üzerine yazılıyor. Bu da bir noktadan hikayelerin tıkanmasına yol açıyor. Yurtdışında  Çok güzel senaryolar var ama bunlar çok yüksek bütçelerle çekiliyor. Bizim bu bütçelerle film çekme ihtimalimiz , şimdilik  pek mümkün görünmüyor. Umarım sinemamız , dünyaya film üreten bir sektör haline dönüşür.

ST: İzlemekten keyif aldığınız diziler hangileri?

CEVAP : Yerli dizilerden : Şahsiyet , Masum , Behzat Ç

Yabancı dizilerden : Breaking Bad, Peaky Blinders, The Blacklist , Game of Thornes gibi diziler. Yeni dizilerden ise The Witcher yeni favorim .

ST: Bende Kuruluş Osman da rol alıyorum, Dönem dizi ve filmlerini nasıl buluyorsunuz?

Öncelikle tebrik eder, başarılarınızın devamını dilerim. Dönem dizilerinin pek çok bakımdan diğer dizilerden daha fazla emek sarf edilerek çekildiğini düşünüyorum. Ben de,   Mucize 2 filminde bir dönem işinde oynadım. Ne kadar zor olduğunu bizzat deneyimlemiş biri olarak, o dönemin kendi şartlarını, bir oyuncu olarak araştırmak ve her gün o dünyanın içine girmek hem meşakkatli hem de bir o kadar keyifliydi. Bu sebeple sizin de bu konuda çok şanslı olduğunuzu düşünüyorum. Umarım uzun süren  ve bol reyting alan  bir dizi olur.

ST: Hayaliniz de hedefleriniz de özellikle oynamak istediğiniz bir rol karakter var mı?

CEVAP : Sosyopat bir katili oynamak isterdim. Düz, iddiasız , sade ama bir yandan da gözünü kırpmadan cinayet işleyen bir karakter

ST: Hayattan aldığınız en büyük ders nedir?

CEVAP : Sabırlı olmak. İşin yokken değil işin varken sabretmek çünkü oyuncunun hayatının çoğu beklemekle geçer. Beklerken de enerjisini kaybetmeden muhafaza edebilmesi çok  önemlidir. Bunu genel olarak, hayatımın her alanına yaymayı öğrendim. Hayat insana en çok sabretmeyi öğretiyor.

ST: Bir oyuncunun kendini geliştirmesi için nasıl bir yol izlemesi gerekir tavsiye ve önerileriniz neler olur?

CEVAP : Bol bol kitap okumalı ve olabildiğince çok film izlemeli. Bir dedektif gibi olayların altında yatan gerçekleri merak etmeli. Merak duygusunu asla kaybetmemeli ve hayatın içinde olmalı.

ST: Oyunculuk dışında neler ile ilgilenirsiniz? Hobileriniz neler?

CEVAP : Evimizde bir kedimiz bir de köpeğimiz var. Bunların dışında, eşimle beraber bakımlarını üstlendiğimiz sokak hayvanlarımız var. Zamanımızın büyük kısmını hayvanlarla geçiriyoruz. Bunun dışında  Play Station’da oyun oynuyorum ve nadiren bulabildiğim boş zamanlarımda ise klarnet çalmayı öğrenmeye çalışıyorum.

ST: Sevgi, Dostluk ve Güven'in sizde ki anlamı nedir?

CEVAP : Benim için bunların hepsinin tek anlamı eşimdir çünkü hem sevdiğim hem en çok güvendiğim

hem de benim en yakın dostum o .

ST: En son hangi kitabı okudunuz?

CEVAP : Amok Koşucusu – Stefan Zweig

ST: Spor ve beslenme ile aranız nasıl? Formunuzu nasıl koruyorsunuz ilgi duyduğunuz yaptığınız spor ya da sporlar var mı?

CEVAP : 1 yıldır spor yapmıyorum ancak beslenmeme dikkat ediyorum. Geçtiğimiz günlerde sigarayı bıraktım ve bu benim daha rahat hareket etmeme olanak sağladı. Bu aralar mümkün olduğunca çok yürüyorum. İzleyici olarak futbola ilgim var. Mümkün oldukça Beşiktaş maçlarını izlerim.

ST: Hayatınızda ki tercihlerinizi kalbiniz ile mi mantıkla mı yaparsınız?

CEVAP : Büyük oranda kalbimle yaparım .

ST: 2020 den beklentileriniz neler ?

CEVAP : Öncelikle tüm sevdiklerimin sağlıklı ve mutlu olması. Bir oyuncu olarak ise , sevdiğim işi  yapmaya devam  etmek.

ST: Son olarak ucankus.com okurlarına öneri ve tavsiyeleriniz neler?

CEVAP : Sevdiklerinizin kıymetini bilin. Hayat çok kısa, gülün ve güldürün.