ALİ EYÜBOĞLU-MİLLİYET

HOLLANDA VE ABD’DEN ‘HACI’ İSMİNE İZİN YOK

Kayseri’de akşam yemeği için gittiğimiz Hacı Steakhouse’un sahibi Turan Özdemir, nisan ayında Amerika’nın Orlando şehrinde, mayıs ayında da Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da şube açacağını söyledi.

Kayseri’den bir et restoranı Avrupa ve Amerika’ya açılacak, ama iki ülkede de Hacı Steakhouse tabelasını asamayacak… Çünkü iki ülkede de “Hacı” ismi sakıncalı!

“Nasıl yani?” dediğinizi duyar gibiyim. Ben de aynı şeyi Özdemir’e sordum, bakın ne dedi:

“İki ülkedeki izin işlerini, o ülkelerdeki ortaklarım hallediyor. Amsterdam gibi Orlando’lu yerel yetkililer ortaklarıma ‘Hacı’ ismine izin vermeyecek-lerini söyleyince mecburen farklı isimlerde açacağız ‘Hacı Steakhouse’u Amerika ve Hollanda’da.”

Amerika ve Hollanda’daki İslamofobi’nin geldiği son nokta.

‘KAR HAVUZU’NDAKİ RENKLİ YARIŞMACILAR

Hafta sonu, Red Bull’un “Kar Havuzu” yarışması için Kayseri Erciyes’e davetliydim. Türkiye’nin en iyi kayak pistlerinden birine sahip olan Erciyes Kayak Merkezi, bilhassa hafta sonları kayak severlerin akınına uğradığı için oteller tıklım tıklımdı. Pistler de öyle…

“Kar Havuzu”nun yapıldığı alanda her yaştan insan vardı ve eksi 3 derecede pistten kayıp, buz gibi suya atlayanları zevkle izledi hepsi…

Kış sporları ile eğlenceyi bir araya getiren Red Bull Kar Havuzu’nda; Barış Manço kostümünden gelinlikli kıza, mağara adamından Titanik karakterlerine birçok renkli yarışmacı vardı. Birinciliği Nehir Solmaz ve Tolga Sormaz’dan oluşan Frozen Vikings takımı kazandı.

EMMA STONE’A GÖRE YILDIZ OLMANIN BEDELİ

“İşimiz çok garip. Sürekli farklı yerlerdeyiz. Aylarca farklı insanlarla vakit geçiriyoruz. Çok uzun saatler çalışıyoruz. Arkadaşlarımız ve sevdiklerimizle istediğimiz zaman beraber olmamız neredeyse imkansız. Zaman ilerledikçe hayatın ellerimizden kaydığını hissediyoruz ve balansı ayarlamaya çalışıyoruz.

Fakat bir oyuncu için, en azından benim için asıl zorluk, hiç üretmeden durmak.”

Geçen yıl “La La Land” filmindeki performansıyla “En İyi Kadın Oyuncu” ödülüne layık görülen ve “Oscar”ını çocukluk aşkı Leonardo DiCaprio’dan alan Emma Stone’a ait bu sözler…

Hollywood’un Oscarlı yıldızının milyonların keyifle izlediği filmleri çekerken oyuncuların verdikleri ödünlerini, buna rağmen üretmeden duramayacağını anlattığı söyleşiyi İstanbul’dan Kayseri’ye giderken uçakta okudum. Barbaros Tapan’ın THY Skylife için yaptığı söyleşide sanatçının, “Çok uzun saatler çalışıyoruz” vurgusu önemli.  Dizi oyuncularımızın, “Hollywood’da kimseyi 8 saatten fazla çalıştıramazlar” söyleminin bir “şehir efsanesi”nden ibaret olduğunun kanıtı bu.

GÜNÜN SÖZÜ

Tabağına yiyebileceğin kadar yemek, hayatına sevebileceğin kadar insan al. İsrafın lüzumu yok. (Marlynn Longston)

 

SİNA KOLOĞLU-MİLLİYET

‘DAĞ’ FİLMİNİN RUHUNU GETİRDİK

Alper Çağlar, ‘Börü‘ için ne kadar “Ben yönetmiyorum” dese de, dizinin mimarı diyebiliriz. Çağlar, Star TV’de başlayacak diziyi, “Börü, eski Türk mitolojisinde, doğası gereği parçası olduğu sürüyü koruyan, tehlikeleri haber veren ve gerekirse diğerlerinin iyiliği için kendini feda eden, kutsal bir kurdun adı. Terör saldırılarında ve operasyonlarda en önde görev yapan Börü Timi, mitolojideki isim gibi tehlikeli, fedakâr ve nam salmış bir kahramanlar topluluğu” şeklinde tarif ediyor.

Kozmopolit ve çağdaş

Polis Özel Harekât (PÖH) nasıl bir yapı? Alper Çağlar özetliyor, “Yaptığımız mülakatlarda onların, kozmopolit ve çağdaş bir bakış açısı olduğunu gördük. Dindar olan kuvvet üyeleri, inancını özel yaşayan ve hatta dindar olmayan üyelerle yan yana mücadele ediyor. Dağda namazını kılarken silah arkadaşlarını koruyan, her vatandaşın yaşam tarzına saygı duyup, onlar için canını feda etmeye hazır, elit bir teşkilat”...

Altı haftalık söyleşi süresi

Çağlar, “Serimizde birçok dönemeç ve macerada, gerçek olaylardan ilham alınmıştır” diyor. Bunun için nasıl bir çalışma yapıldığını da özetleyen Çağlar, “Seride daha tek kelime yazmadan altı hafta boyunca pek çok emekli, görevli, lider ve ön saflarda memur olarak yer alan kişilerle röportajlar yaptık. İç burkucu ve gurur verici öykülerle dolu bir kültüre adımımızı attık” diyor.

‘Ahu en nitelikli kadın oyuncu’

Ahu Türkpençe, ‘Dağ’ filminde Ceyda rolüyle karşımızdaydı. Şimdi Asena Tümer karakteriyle bu dizide oynayacak. Yönetmenlerin vazgeçemedikleri oyuncuları var mıdır? Çağlar, “Ülkemizde şu anda en nitelikli kadın oyuncu. Karakter tahlili, rolüne kattıkları ve akademik dramaturji gücüyle bana göre neslinde en öne çıkan kişi” diyor ve dizideki karakterinden yola çıkarak, bir gerçeğin altını çiziyor.

Kadın özel harekâtçılar çok şehit verdi

Çağlar, “PÖH’ün en önemli özelliklerinden biri, sahada kadın savaşçılar barındırması. Pek çok PÖH kadın şehit var. Erkeklerle denk, bazen onları ceplerinden çıkaracak kadar lider, yetkin ve tecrübeli özel harekât kadın mensuplarına dair bir simge, Asena Tümer karakteri” diyor.

Olaylar dizide

Çağlar, “Öykümüz, 2014 senesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin iç tehditlerinin dış tehditleri kadar arttığı, travmatik karanlık olayların iyice tavan yaptığı bir dönemde başlıyor” dedi. 15 Temmuz darbe girişimi dizide olacak. Çağlar, “PÖH bu süreçte çok kritik yerlerde yer aldı, büyük haksızlıklara uğradı” tespitini yapıyor ve son söz olarak, “Dağ filmindeki ruhu, televizyon arenasına getirdik” diyor.

 

OYA DOĞAN-VATAN

İSTANBULLU GELİN İÇİN MENDİLLERİ HAZIRLAYIN!

İstanbullu Gelin geçen sezonun başından beri en istikrarlı giden dizilerden biri... Her zaman AB ve ABC1 kategorilerinde zirvede oturuyor. Hikaye tam bitti dediğimiz yerde öyle bir hamle yapıyor ki, bölümün nasıl akıp gittiğini anlamıyorsunuz. Özellikle bu sezon senaryosunun çok doğru hamleler yaptığını, diyalogların karakterleri gerçekten yaşattığını düşünüyorum. Yan karakterlerin hikayelerinin de açılmasıyla çoklu drama tadını aldığımız bir iş geliyor ekrana...

Zaten yönetmen Zeynep Günay Tan bu konuda usta! Öyle Bir Geçer Zaman ki’nin her karakterini sevmemizi sağlayan gizli kahramandı. Bu hafta ekrana gelen bölümün finali acı verdi. Zira Begüm ölerek diziye veda etti. Emir annesiz kaldı. Bu da konağın durumunu değiştirecek. Çünkü bir yanda annelik hayali kuran Süreyya var. Diğer tarafta annesiz kalan Emir... İşte bu ikili birbirilerinin ilacı olacaklar gibi görünüyor. Ama önce Emir’in acısı gelecek. Cuma akşamı ekrana gelecek olan bölümde çok ağlayacağız çok... Mendilleri hazırlayın!

Adı Zehra başlıyor

Geçen sezon başladığında zirveye yerleşen Kalbimdeki Deniz, bu sezon biraz düşüşe geçti. 57 haftadır ekranda olan dizi gelecek haftadan itibaren gün değişikliğine gidiyor. Kalbimdeki Deniz artık pazartesi akşamları ekrana gelecek. Söz, Çukur, Siyah Beyaz Aşk rekabetinin zorlu geçtiği pazartesi akşamı Kalbimdeki Deniz’in işi zor olacak görünüyor. Cumartesi akşamı Kalbimdeki Deniz’in yerini ise NTC Medya’nın yapımı, Bekir Baran Sıtkı, Murat Emir Eren ve Rana Mamatlıoğlu’nun senaryosunu, Taner Akvardar’ın yönetmenliğini, Zeynep Çamcı, Alican Yücesoy, Hatice Aslan, İnanç Konukçu, Seda Güven ve Emre Kıvılcım’ın başrollerini üstlendiği Adı Zehra dizisi alacak. Adı Zehra; Frankfurt’da tutucu bir Türk ailesinin kızı olarak dünyaya gelen, 22 yaşındaki Zehra’nın, Almanya’daki yoksul ve bağnaz ailesinin evinde başlayıp, İstanbullu zengin bir ailenin sırlarla ve korkunç bir suçla gölgelenmiş konağında devam eden öyküsünü anlatıyor. Her iki diziye de iyi şanslar!

Dizi sektörünün yeni gözdesi: Adana

Dizi sektörünün yeni gözdesi Adana oldu. Fakat bu sektörde Adana denilince benim aklıma hep Faruk Teber gelir. Hanımın Çiftliği dizisinden sonra Adana’da bir dizi çekilecekse sanırım herkesin aklına da Teber gelirdi. Zaten şu anda da kod adı Bir Zamanlar Adana’da isimli bir projeye hazırlanıyor. Ancak bu sezon Adana’da başlayıp İstanbul’a uzanacak çok fazla hikaye duydum. Kanal D’de ekrana gelecek olan İnsanlık Suçu, Show TV’de yayınlanacak olan Servet, Ay Yapım’ın hazırlandığı yeni işi Adana’da başlayacak. Kısacası benim duyduğum 4 diziye mekan olacak Adana... Bu hızla gidilirse yakında Adana’da mekan bulmakta zorlanacak sektör... Ama Çukurova’nın hikayesi süsleyecek ekranları...

 

MEVLÜT TEZEL-SABAH

Lüks araba istemiyor, gece hayatı yok!

 İtalyan spor basını, Roma formasıyla son üç maçta bir asist ve dört gole imza atan Cengiz Ünder'i konuşuyor. Roma kulübünün Twitter hesabından yapılan paylaşımda da 'Cengiz, yaşayan bir ikon' ifadesine yer verildi.

Roma Teknik Direktörü Diego Perotti "Cengiz adına çok mutluyum.

Çok mütevazı bir çocuk. Henüz İtalyanca'yı bilmiyor. İlk günden bu yana çok kibar.

Müthiş bir insan ve bu yaşadıklarını hak ediyor" dedi. Cengiz'in en büyük şansı ona güvenen bir teknik direktöre sahip olması. Cengiz başta bocaladı ama Perotti ondaki cevheri görüyordu, ısrar etti ve haklı çıktı.

Cengiz'in en büyük silahı; ne hızı, ne çevikliği, ne de çok hızlı şut çekebilmesi! Başarısının sırrı karakterinde gizli. O, birçok yıldız futbolcu adayı gibi 'ben oldum' hatasına düşmedi.

Şımarık değil, mütevazı, siyaset ya da magazinle işi yok, sosyal medyadan uzak duruyor ve sadece işine odaklanıyor.

EN İYİ OLABİLİR

Cengiz'in enteresan bir özelliği var; maçlardan önce gireceği pozisyonların hayalini kuruyor ve defterine çiziyor. Genç futbolcu, geçtiğimiz yıl Four Four Two dergisine verdiği röportajda bu özelliğini şöyle anlatıyordu:

"Milli Takım'da da çizdiğim bir pozisyonu aynen gol yaptım. Saha içinde o çizdiklerin aklında canlanıp yol gösteriyor. Beşiktaş'a karşı ilk maçta attığım golü önceki gün deftere çizmiştim.

Aynı golü atınca herkes çok şaşırdı." Cengiz yine aynı röportajda "Lüks bir araç almayı düşünmüyorum.

Dizi izlemeyi seviyorum, diziciyim.

'Prison Break', 'Game of Thrones', 'Breaking Bad', 'The Walking Dead' izliyorum...

Gece hayatından hiç hoşlanmıyorum.

Zaten aylarca tesislerde kaldım. Başkan, sosyal hayatım olsun diye beni tesislerden kovdu.

Şu an Abdullah Hoca'nın kiracısıyım" diyordu.

Lüks otomobil almayı düşünmeyen, gece hayatından hoşlanmayan, başkanın sosyalleşsin diye tesisten kovacağı kadar çalışma manyağı bir futbolcu!

Cengiz adeta ondan çok daha büyük takımlara gidip hızla düşen abilerinin antitezi. Elbette Cengiz'in yaşadıkları daha filmin başı, asıl önemli olan para ve şöhretle birlikte sağlam karakterinden ödün verip vermeyeceği. Cengiz henüz 20 yaşında; böyle devam ederse çok iyi yerlere gelebilir. Şu haliyle bile kendi kuşağının en başarılı Türk futbolcusu olabileceğinin sinyalini veriyor.

Yolun açık olsun Cengiz...

‘Kırmızı Bülten’ iyi başladı

 SABAH Gazetesi yazarı ve Özel İstihbarat Bölüm şefi Ferhat Ünlü'yü yazılarından, haberlerinden ve elbette 'Bir Gölgenin İntikamı', 'Münasebetsizleri Ayıklama Teşkilatı', 'Kötü Roman', 'İlahi Kripto' kitaplarından tanıyorsunuz.

Ünlü, terör, çeteler ve siyaset konularında bilgi ve birikimini televizyona da başarıyla taşıdı. Haber programlarının vazgeçilmez konuğu Ünlü; TV Net, a Haber derken şimdi TRT Haber'de 'Kırmızı Bülten' adlı önemli bir programa başladı. Program, her perşembe saat 22.10'da ekrana geliyor.

'Kırmızı Bülten'de firari PKK/FETÖ/DEAŞ yöneticileriyle ilgili çarpıcı özel haber dosyalarını izleyiciye aktaracak olan Ünlü, programın ilk bölümünde eski istihbaratçı Cemal Alparslan Ertuğ'u konuk etti.

Ünlü, önce PKK'nın ve onun Suriye'deki uzantısı olan PYD'nin Türkiye tarafından kırmızı bültenle aranan yöneticilerinin son durumu ve örgütteki fikir ayrılıkları hakkında detaylı bilgiler verdi.

PKK'nın iç dinamiklerini iyi bilen ve belgelerle konuşan Ertuğ ise US Intelligence Community'nin 13 Şubat'ta yayınladığı son raporun 19'uncu sayfasından bir bölüm okudu.

O bölümde;

PYD'nin PKK'nın Suriye milisi olduğu ve bölgede muhtemelen bir otonomi elde etmeye çalışacağını ama Türkiye, İran ve Rusya'dan dirençle karşılaşacağı bilgisi yer alıyordu. Yani Ertuğ, aslında Türkiye'nin PKK ile PYD arasında bir bağ olduğuna dair ABD'yi ikna etmesine gerek kalmadığını, bizzat ABD istihbaratının PYD ile PKK arasında organik bir bağ olduğunu kabul ettiğini belgelemiş oldu. Ertuğ programda, PYD'nin Suriye'de petrol şirketlerinin çıkarı için savaştığını da detaylı bir şekilde anlattı.

Ferhat Ünlü ve konuğu, ayrıca Suriye'de devam eden ülkeler arası mücadelenin perde arkasını da herkesin anlayacağı dilden, net bir şekilde anlattı. Programın ilk bölümünü kaçıranlar, internetten bulup izlesin derim.

'Kırmızı Bülten'in yeni konu ve dosyalarını şimdiden merakla bekliyorum.

Kato’da kaplıca keyfi

 Beytüşşebap ilçesine 7 kilometre uzaklıkta bulunan Kato Dağı eteklerindeki Ilıcak Köyü'nün Zümrüt Kaplıcası, şimdilerde yüzlerce kişiyi ağırlıyor.

Özellikle romatizma hastalığına iyi gelen kaplıca, bölge insanından yoğun ilgi görüyor. Halk, yetkililerden burada bir tesis veya otel yapılmasını istiyor. İnşallah o da olur.

Kato Dağı'nı PKK'ya düzenlenen operasyonlardan hatırlıyoruz. Heybeti, sert sarp yapısı, devasa mağaralarıyla Kato Dağı, PKK'lılar için iyi bir saklanma yeriydi.

Nereden nereye... Şimdi bu aşılmaz denen dağın eteklerinde insanlarımız kaplıca keyfi yapıyor. Soğuk havada kaplıca keyfi yapan vatandaşlarımız, şehit Mehmetçiklere ne kadar dua etseler azdır.