Almanya polisi, ülkede çocuklara cinsel saldırı suçundan hapis yatan bir kişinin Madeleine McCann adlı üç yaşındaki İngiliz kız çocuğunun 2007'de Portekiz'de kaybolmasıyla ilgili soruşturmada yeni bir zanlı olduğunu duyurdu.

Savcıların kimliğini "Christian B" olarak açıkladıkları 43 yaşındaki bu kişinin, Madeleine'nin son kez görüldüğü yer ve zamanda bölgede olduğu belirtiliyor. Zanlının şu anda çocuk istirmarı suçundan hapiste olduğu ifade ediliyor.

Londra polisi, bu açıklamanın ardından 13 yıl içinde farklı ülkelerde yüzlerce kişinin sorgulandığı olayın aydınlatılması için kamuoyundan yardım istedi.

Madeleine McCann'in, dördüncü yaşına basmadan kısa bir süre önce, Praiada Luz'da, yakındaki bir restorana giden anne-babası tarafından otel odasında yalnız bırakıldığı ve o gece kaybolduğu açıklanmıştı.

'Cinayet soruşturması'

Almanya ve Portekiz polisiyle iş birliği yapan Londra polisi, Madeleine'nin öldüğünü gösteren "kesin bir kanıt" bulunmadığı için olayın hala "kayıp kişi" vakası olarak soruşturulduğunu açıkladı.

Alman polisi olayı bir "cinayet vakası" olarak soruşturuyor. Alman polisinin açıklamasında "Zanlının dışında, suçun nasıl işlendiği ve belki de cesedin bırakıldığı yer konusunda bilgisi olan kişilerin bulunma ihtimali var" denildi.

Polis Alman, önce yasaları uyarınca adını açıklamadığı zanlının 1.80 boyunda zayıf yapılı sarışın bir erkek olduğunu duyurdu. Daha sonra bu kişinin 43 yaşındaki Christian Brueckner olduğu ortaya çıktı.

Alman polisi ayrıca bu kişinin kullandığı iki araçla Portekiz'de yaşadığı evinin fotoğraflarını yayımladı.

'Aracı ertesi gün başkasına devretti'

Bu kişinin Madeleine'nin kaybolmasından bir gün sonra araçlarından birini başkası adına kaydettirdiği belirtiliyor.

Avrupa tarihindeki en büyük soruşturmalardan biri olarak kayda geçen olayda Portekiz'de o dönem soruşturmayı yürüten emniyet müdürü "cesedi Madeleine'nin anne ve babasının ortadan kaldırdığını" öne sürmüştü.

Kate ve Gerry McCann bu iddiasına yer verdiği kitabı nedeniyle Goncalo Amaral hakkında dava açmış ancak Yüksek Mahkeme, kitabın ifade özgürlüğüne girdiğine hükmetmişti.