TÜRK KONSEYİ ZİRVESİ’NDE KRİTİK ÇAĞRI

TÜRK KONSEYİ ZİRVESİ’NDE KRİTİK ÇAĞRI 12 Kasım 2021 - 18:18 | Güncelleme:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul’da Türk Konseyi Zirvesi’nde konuştu. Erdoğan zirvede yaptığı konuşmasında dikkat çeken bir çağrıda bulunarak 'Doğal afetlere mücadele işbirliğini geliştirmeliyiz. Bunun için Türk devletleri teşkilatı sivil koruma mekanizması kurulmalı' ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ev sahipliğinde düzenlenen Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi) Devlet Başkanları 8. Zirvesi başladı.

Demokrasi Ve Özgürlükler Adası'nda, "Dijital Çağda Yeşil Teknolojiler ve Akıllı Şehirler" temasıyla düzenlenen zirveye, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, Türkmenistan Cumhurbaşkanı Gurbangulu Berdimuhamedov, Macaristan Başbakanı Viktor Orban ve Türk Konseyi Genel Sekreteri Baghdad Amreyev katılıyor.

Liderlerin yoğun gündem maddeleri üzerinde görüşmelerde bulunacakları tarihi zirvede, Türkmenistan'ın gözlemci üye olarak teşkilata katılımı, üçüncü ülkeler ve kurumlarla ilişkilerin ve gözlemci üyelik kriterlerinin belirlenmesi, Türk Yatırım Fonu'nun kuruluşunun tamamlanması ve teşkilatın orta ve uzun vadeli hedeflerini ve programını içeren "Türk Dünyası 2040 Vizyonu"nun onaylanmasına ilişkin kararlar alınması bekleniyor.

Teşkilatın dönem başkanlığının Azerbaycan'dan Türkiye'ye geçeceği, Türk Konseyi 8. Zirvesi'nin sonuç belgesi olan İstanbul Deklarasyonu'nun imzalanacağı zirvede, liderler, bölgesel ve uluslararası mevcut siyasi ve ekonomik gelişmelerle ilgili görüş alışverişinde bulunacak.

"TARİHİ KARARLARA İMZA ATILACAK"

Erdoğan, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda "Yeşil Teknolojiler ve Dijital Çağda Akıllı Şehirler" teması altında düzenlenen Türk Konseyi 8. Zirvesi'nde konuştu.

Konsey'e üye ülkelerin liderlerini medeniyetlerin beşiği İstanbul'da misafir etmekten büyük bahtiyarlık duyduğunu dile getiren Erdoğan, "Aile Meclisimizin, Kadirli Doğanım Sayın Berdimuhammedov’un da gözlemci olarak iştirakiyle ikmalinden ayrı bir memnuniyet duyuyorum." ifadelerini kullandı.

Tarihi kararlara imza atılacak zirvenin ülkeleri ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, dönem başkanlığının devralındığı Azerbaycan'ı, salgına rağmen yürüttükleri başarılı çalışmalar için tebrik etti. Erdoğan, bu sabah İstanbul'un tarihi yarımadasında, Konsey'in sekretaryasına tahsis ettikleri yeni binada üye ülke bayraklarının birlikte göndere çekilmesinin mutluluğunu paylaştıklarını dile getirdi.

Zirvede birçok ilklere de şahitlik edileceğine vurgu yapan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kurumsallaşmasını geliştiren, bölgesinde ve ötesinde itibarını artıran Konseyimizin adını Türk Devletleri Teşkilatı olarak değiştiriyoruz. Tabii bu tarihi değişikliğin sadece sözde kalmaması, fiiliyata da dönüşmesi gerekiyor. Gerek sekretaryanın yapısı ve çalışma usulleri gerek siyasi, iktisadi ve toplumsal dayanışmamız aile meclisimizin örgüt niteliğini yansıtmalıdır. Ülkelerimizi ve bölgemizi ilgilendiren meseleleri ve fırsatları istişare etmek için teşkilatımızdan daha fazla faydalanmalıyız. Bu manada, Dışişleri Bakanlarımızın 27 Eylül'de Afganistan konusunda yaptıkları olağanüstü toplantı bir ilki teşkil etmiştir. Türk Devletleri Teşkilatı olarak Gözlemci Üyemiz Macaristan'la birlikte salgın karşısında verdiğimiz ortak mücadele de bir diğer başarı örneğidir. Bugün ayrıca değerli katkılarınızla hazırlanan Türk Dünyası 2040 Vizyon Belgesi'ni uygulamaya alacağız. Bu belge, ufkumuzun sadece üye ülkelerle sınırlı kalmadığını gösterecek, barış, huzur ve refahı tüm bölgemize yayma irademizin tezahürü olacaktır.

Siyasi ve toplumsal dayanışmada olduğu gibi iktisadi ve ticari iş birliğini de müşterek adımlarla çeşitlendirmek ve güçlendirmek durumunda olduklarını belirten Erdoğan, toplam ticaret hacminin yaklaşık 21 milyar dolar düzeyinde seyrettiğini, bu rakamın, dünyanın geri kalanıyla olan toplam ticaret hacminin sadece yine yaklaşık yüzde 3'üne tekabül ettiğini anlattı.

"Dilde, fikirde, amelde birlik" anlayışıyla bu rakamın yüzde 10'lara taşınması gerektiğini dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Hem ticaretimizi hem karşılıklı yatırımlarımızı süratle artırmalıyız. Ülkelerimiz arasındaki ticaretin önündeki tarife dışı tüm engelleri kaldırmalıyız. Bu maksatla Ticareti Kolaylaştırma Strateji Belgesi'nin imzalanmasına özellikle önem veriyorum. Ancak, kara, hava ve deniz yollarıyla birbirimize sımsıkı bir şekilde bağlanamazsak, istediğimiz sonuçları elde edemeyiz. Transit geçiş belgelerini artık gündemimizden çıkarmalı, gümrük mevzuat ve uygulamalarımızı uyumlaştırmalı, geçiş ücretlerini rekabetçi bir düzeye çekmeliyiz. Bu doğrultuda, Uluslararası Kombine Yük Taşımacılığı Anlaşması'nı bir an önce imzalamalıyız. Böylelikle, Hazar Geçişli Uluslararası Doğu-Batı Orta Koridor başta olmak üzere, aramızdaki tüm yolları bu coğrafyanın ana arterleri haline getirebiliriz. Azerbaycan-Nahçıvan bağlantısı da bu anlamda hayati nitelik arz ediyor. Bölgenin transit ve lojistik merkez olma konumundan şüphesiz hepimiz istifade edeceğiz. Malum, Sayın Binali Yıldırım'ı Aksakallar Konseyi'ne Türkiye'nin Aksakalı olarak atadık. Binali Bey'in, tecrübesi ve birikimiyle ulaştırma başta olmak üzere Konsey'in çalışmalarına her alanda değerli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Üstlendiği bu önemli görevde kendisine başarılar diliyorum."

"DİJİTAL DÖNÜŞÜME LİDERLİK ETMELİYİZ"

Zirvenin temasının "Yeşil Teknolojiler ve Dijital Çağda Akıllı Şehirler" olduğunu aktaran Erdoğan, çevre kirliliği ve iklim değişikliğiyle mücadele konularında, Türkiye olarak daima hassasiyet gösterdiklerini söyledi.

Paris İklim Anlaşması'nı onaylayıp yürürlüğe koyarak iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum noktasında yeni bir dönemin kapılarını açtıklarına değinen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Dönem başkanlığımız süresince bu küresel meselede çok taraflı iş birliğinin geliştirilmesi için yoğun çaba harcayacağız. Bu adımlarımızı, bölgemizin dijital çağda çevreye en duyarlı şekilde inkişafı için uzun soluklu bir çabanın ilk adımı olarak nitelendiriyoruz. Önümüzdeki süreçte şehirlerimizi, yeni teknolojileri ve yenilikçi yaklaşımları kullanarak 'akıllı şehirlere' dönüştürmeliyiz. Akıllı şehir çözümlerinin temelini veri odaklı stratejiler ve bu stratejilerin üretimi ileri düzeyli teknolojiler oluşturacaktır. Ulusal Yapay Zeka Stratejimizi geliştirerek, bu doğrultuda bir üst aşamaya çıkacak adımı attık. Stratejimizi teşkilatımıza da teşmil ederek, müşterek bir saydam ve katılımcı Yapay Zeka Portalı'nın tesisi için çalışmaya başlayalım istiyoruz. Teşkilat olarak bu konularda ortak politikalar geliştirmeli ve dijital dönüşüme liderlik etmeliyiz. Bu doğrultuda, tüm paydaşlarla birlikte 'insan odaklı' ortak stratejik planlar oluşturmalı, dijital dönüşümün yol haritasını belirlemeliyiz. Yeşil büyümeye yönelik ortak projelere birlikte imza atmalıyız. Akıllı şehircilik alanında işgalden azat edilen Zengilan'da başlatılan atılım, Türkistan'ın kalkınması, Ahal'deki yoğun faaliyetler, Budapeşte'deki uygulamalar, Kırgızistan ve Özbekistan'daki çalışmalar takdire şayandır."

DOĞAL AFETLERLE MÜCADELEDE İŞ BİRLİĞİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, karşı karşıya kalınan bir diğer hakikatin ise küresel ısınmanın da etkisiyle doğal afetlerin sayısının ve yıkıcı sonuçlarının katlanarak artması olduğunu vurgulayarak, "Bu vesileyle, yaz aylarında yaşadığımız büyük yangınların söndürülmesinde bizimle dayanışma gösteren tüm dost ülkelere teşekkür ediyorum. Doğal afetlerle mücadele noktasında da iş birliğimizi geliştirmemiz gerekiyor. Türkiye olarak bu amaçla; arama, kurtarma ve doğal afetler sonrası rehabilitasyon konularında ortak hareket etmek üzere 'Türk Devletleri Teşkilatı Sivil Koruma Mekanizması' kurulmasını teklif ediyoruz." diye konuştu.

TERÖR ÖRGÜTLERİYLE ORTAK MÜCADELE

Terör örgütleriyle ortak mücadelenin de gündemin önemli unsurlarından biri olması gerektiğini belirten Erdoğan, "PKK-YPG, DEAŞ ve FETÖ gibi şer odakları başta olmak üzere, terörün her türlüsüyle mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız. Bu konuda iş birliğimizi artırmalıyız. Ayrıca İslam ve yabancı düşmanlığı gibi çağımızın vebası olan yıkıcı akımlarla mücadelede birlikte hareket etmeliyiz." ifadesini kullandı.

"TEKNOFEST'İ GELECEK SENE AZERBAYCAN'DA GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, teşkilatın uluslararası bir kuruluş olarak cazibe merkezi haline dönüştüğünü memnuniyetle müşahede ettiklerinin altını çizerek, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Bu kapsamda teşkilatımızın gözlemcilik statüsü ve ortaklık kurma usullerine ilişkin kararları da bugün kabul edeceğiz. Aile resmimizin daha da zenginleşmesi için önümüzdeki dönemde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni aramızda görmeyi canıgönülden arzu ediyoruz. Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türklerinin maruz bırakıldığı tecrit ve ambargonun hafifletilmesinde kıymetli desteklerinize güveniyorum. Dönem Başkanlığımızda Dünya Göçebe Oyunlarının dördüncüsüne de ev sahipliği yapacağız. İkincisini mart ayında düzenleyeceğimiz Antalya Diplomasi Forumu'na hepinizi özellikle davet ediyorum. Dört yıldır ülkemizde başarıyla düzenlenen TEKNOFEST'i gelecek sene Azerbaycan'da gerçekleştireceğiz. TEKNOFEST'in önümüzdeki yıllarda diğer kardeş ülkelerde de düzenlenmesi yararlı olacaktır. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, birliğimizin tarihi dönüm noktalarından biri olan zirvemizin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Genel Sekreter Bağdat Bey ve sekretarya başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum."

ERDOĞAN, ALİYEV'E "TÜRK DÜNYASI ALİ NİŞANI" TAKDİM ETTİ 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Karabağ Zaferi dolayısıyla Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e, Türk Konseyi adına "Türk Dünyası Ali Nişanı" takdim etti.

Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Karabağ Zaferi dolayısıyla Türk Konseyi adına "Türk Dünyası Ali Nişanı"nı Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e takdim etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aliyev'e hitaben şunları söyledi:

"Sayın Cumhurbaşkanı, aziz kardeşim, muzaffer ali başkumandan İlham Aliyev. Dirayetli liderliğinizde Karabağ'da yaklaşık 30 yıllık süren işgale 44 gün gibi kısa bir sürede son verilmiştir. Bu sadece Azerbaycanlı kardeşlerimiz için değil, Türk dünyası için büyük anlam taşımaktadır. Vatan muharebesi sonucunda yıllardır uygulanmayan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları hayata geçirilmiştir. Azerbaycan bu şekilde uluslararası kamuoyunun hafızasına adalet mesajını nakşetmiştir. Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü yeniden sağlaması Türk dünyasının birliğini ve beraberliğini pekiştirmiştir. Karabağ'ın azatlığının sembolü olan har-ı bülbül Türk dünyası için zaferin müjdecisi olmuştur. Karabağ Zaferi, sadece işgal altındaki toprakları azat etmemiş, aynı zamanda bölgemizde özlemini duyduğumuz kalıcı barış, istikrar ve iş birliğine giden yolun da önünü açmıştır."

İlham Aliyev'e Türk Dünyası Ali Nişanı'nı takdim etmekten duyduğu bahtiyarlığı dile getiren Erdoğan, azatlık yolunda şehadete erişen kahramanları rahmetle ve minnetle yad etti.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev de Erdoğan'ın girişimiyle böyle bir nişana layık görülmekten duyduğu mutluluğu dile getirdi.

ALİYEV: TARİHİ BİR ZİRVE YAŞIYORUZ

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev de "Bu nişanı aldığım için onu duyuyorum. Bugün bu nişanı almanın yarattığı mutluluğum ayrıca katlanıyor. Çünkü sevgili kardeşim Erdoğan'ın girişimiyle bu nişana layık görüldüm. Türk dünyasının bu liderliğimi bu şekilde kabul ediyor olması, bu nişanın bana layık görülmesinden dolayı hem kendim adına hem de Azeri halkı adına büyük bir onu duyuyorum. İkinci Karabağ savaşında gerçekten çok önemli çabalar sarfettik. Bu nişanı sevgili kardeşim Erdoğan'dan almış olmam ayrıca önemli. Savaşın başından son gününe kadar kendisinin bize gösterdiği desteği her an hissettik. Bu destek bize güç verdi. Sevgili kardeşim Azerbaycan'ın dünyada yalnız olmadığını gösterdi. Bugün sevgili kardeşim Erdoğan'a dönem başkanlığını devrediyorum. eminim ki dayanışmalarımız büyük bir başarıyla dönem başkanlığını Türkiye yürütecektir. Azeri halkı adına sevgili kardeşime bir kez daha teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Ortak bir vizyonumuz var. Ortak vizyonun sağlam bir temele oturması gerekiyor. İki senelik dönem başkanlığım süresinde Azerbaycan olarak Türk konseyini pekiştirmek için elimizden gelen her türlü çabayı sarfettik. Bugün gerçekten tarihi bir zirve yaşıyoruz. Konseyimiz bir kuruluş statüsüne erişmiş oldu. Önümüzde umut verici bir gelecek var. Bu kuruluşun kalbinde tarihten gelen doğal müttefikler söz konusu. Bunların yanı sıra yeni bir takım tehditler neredeyse her ay karşımıza çıkmakta. Dünyada ileri gelen ülkeler uygun tedbirleri almıyor. Eminim ki konsey olarak biz ülkelerimiz için elimizden geleni yapacağız. NATO'nun ikinci büyük gücüne sahip Türkiye. Bu gücünü de barış için kullanıyor. Bu dönem başkanlığı sırasında tüm hedeflere ulaşılması mümkün olacaktır." dedi.

Aliyev, sözlerine şöyle devam etti:

İkinci Karabağ Savaşı sona erdiğinde bütün çatışmaları sona erdirmiş olduk. Savaşın ilk günlerinden itibaren Ermenistan'ın bize takvim iletmesi gerekir dedim. Bu sözümü tuttum. 44 günün sonunda Ermenistan ateşkes ilan etmiş oldu. Burada 300'den fazla köy ve yerleşim yeri işgalden kurtarıldı. Kendi gözleriyle bizzat gördü ne kadar büyük tahribat yaşandığını. Yeniden inşa süreçleri başlamış durumda. Türkiye'nin desteği sayesinde birçok Türk şirketi buradaki altyapının yeniden inşa edilmesi projesine dahil edildi. Çok kısa süre önce uluslararası havalimanını açtık. 20'den fazla Türk şirketi dahil oldu. Rekor sürede, 8 ayda havalimanının açılışını yaptık. Ermenistan işgal politikasından kendisi zarar görmüş bir devlet olarak topraksal talepleri kendilerinin yararına olmadı.